Pek çoğumuz için okulların kapanışıyla başlar. Çocuksuz yetişkin olsanız da tatil geleneği budur. Ülkenin yarısından çoğu ya öğrenci, ya veli ya da öğretmen. Efsane gibi söz: üç ay tatil. Yalaaan!
Öncelikle öğretmenler temmuzdan önce tatile çıkamazlar. Adı büyük içi boş seminer dönemi. Ağustos ortasında aynı yalan seminer için geri dönülür. İdareciler içinse yıllık izin 20 ile 30 gün arasıdır. Mesleği, uzun tatil için seçecek olanları uyandıralım.
Temmuzun gelişi tatilin gelişi değildir. Cep delik, kart göçük ise gideceğin yer en fazla memleketindir. Ek ders ücretinden mahrum kalınan bu dönem, akraba yazlıklarına konuk olunma zamanıdır. Uymazsa anne kucağında tarhana ovulur, salça, makarna yapılır, hem tasarruf hem organik gıda hesabı.
Nüfusun yarısından çoğunun yoksulluk sınırının altında olduğu bu ülkede okulların açılmasıyla yöneltilen “tatilde neler yaptınız” sorusu yasaklanmalı! Tatil köyü anıları, dedemin köyü anılarına karışmasın lütfen. Resim derslerinde, hiç gidilmemiş sahilleri maviye boyayan çocuklar içimi acıtıyor.
Şimdi tatil zamanı…
Bazıları için kavuşmak demektir tatil. İl emri mağduru öğretmenler için mesela. Eşlerini, çocuklarını kucaklayabilmek, evci çıkmak demektir. Eşinin bulunduğu ile gidebilmek için kadro bekleyen, puan toplayanlar yok dünyanın başka hiçbir yerinde. Bu haliyle 10 yıl sonra eşime kavuşacağım demişti bir öğretmenim. Birlikte “en az üç çocuk yapın” diyen büyüğümüzü andık beraber. “Analı-babalı büyütemeyeceksek olmasın” deyip sustu…
Ve tatil geldi…
Biz, yıldızlı-yıldızsız köylerde tatilde iken hükümet çalışacak. Gözleri yaşartan bu fedakarlık sayesinde mümbit araziler mi peşkeş çekilir, yasalar mı değişir, kadrolar mı dağıtılır kim bilir?
En çalışkan bakanlık Milli Eğitim Bakanlığı. Vekalet cenneti okullara atanacak idarecileri bir yönetmeliğe kavuşturacaktır muhtemelen. Büyük ihtimal yine dava edilecek. Danıştay’ın iptal ettiği müfredatlar elden geçecek, kitaplar makyajlanacak. E-kayıtlara e-torpiller karışacak. Temsil yetkili sendikalar bakanla fotoğraf verecek basına. Buçuklu zamlar müjdelenecek. Kim bilir yine ne reformlar örecekler başımıza…
Tatil güzeldir…
Yıl boyunca yorulan bedeni, zihni dinlendirmek gerekir. Yandaş medyayı izleyip kafayı bulsam diyorum. İşsizlik azalmış, memur iyi zam almış, demokrasi boyu aşmış sanabilsem. Futbolcu transferleri ve Sibel Can’ın boşanma davası dışında kaygım olmasa. Yüzde kırk küsur ne yapıp umutlu, mutlu oluyorsa, ben de olsam…
Bazen motoru yakmadan, kayışı koparmadan tatil etmek gerekir zihni. Yazmaya birkaç hafta ara vereceğim. Belki yazacak güzel şeyler biriktirim. Olmadı cepten yeriz yine. Kısmet…
İyi tatiller olsun…
19/06/2009
Cansel Güven
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı