Yeni yılın ilk sarsıcı haberi Ankara’da doğalgaz faciasıyla hayatını kaybeden 7 üniversite öğrencisiydi. Gazete elinize geçtiğinde bu genç fidanları muhtemeldir ki çoktan unutmuşuzdur. Haftalık bir köşeye sahip olmak ulusal hafızamızın sınırlarını keşfetmemde etkili oldu. Neyi önemli bulsam, gazete basıldığında eskimiş oluyor. İnsanı ve skandalı bol bir milletiz vesselam. Bu tespitle bilgisayarımda “ihmal” ve “öldü” kelimelerini yazarak yalnız 2008 yılı için arama yaptım ve 240.000 haber geldi ekranıma.
Kişisel gözlemim şudur ki, millet olarak ölüm nedenlerimizin başında ihmal geliyor. Bazen kendi ihmalimiz, çoğunlukla da başkalarının ihmali. O kadar sık rastlanıyor ki, olağan ve sıradan. Doğal nedenlerle ölmek neredeyse şaşırtıcı. Zehirli atıkları, hormonlu gıdaları, Karadeniz’deki radyasyona bağlı kanser vakalarını, su ve hava kirliliğini hesaba katarsak hızlı ya da değil: ÖLDÜRÜLÜYORUZ!
Toplu ölümlerde haber değeri olan hayatımız, bireysel ölümlerde önemsiz. Oysa her insan eşsizdir. İnternette bulduğum ihmalli ölümleri bu mantıkla ekrana düşme sırasıyla paylaşmak istiyorum:
Oğlunu okula bıraktıktan sonra eve dönen Songül Dumrul'un yanında yürüyen Dilara, Kerim Çavuş caddesinde kapağı olmayan rögardan kanalizasyona düştü. Kanalizasyon şebekesi içinde üç kilometre sürüklenen ve derede bulunan ceset, Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Eşi hapse girdikten sonra evini terk ettiği söylenen Gönül Dede`nin ailesinin talebi üzerine polis tarafından yakalanarak baba evine teslim edilmesinin ardından öz kardeşi tarafından öldürülmesi polisin ihmalini gündeme getirdi.
Hrant Dink cinayetini araştırmak üzere kurulan TBMM İnsan Hakları Komisyonu 8 aylık çalışma sonucunda cinayete ilişkin ihmaller zincirini ortaya çıkardı.
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde 1999 yılında bir imamı öldüren Ömer Yılmaz’ın 10 yıl boyunca 6 ayda bir doktor kontrollünden geçmesi gerekiyordu. Bu yöndeki hastane yazısı, adliye memurları tarafından ilgili yerlere gönderilmeyince doktor kontrolünde tutulmayan Yılmaz, ikinci cinayeti 2004 yılında işledi
Şırnak'ta bitişiğindeki yapının yıkımı sırasında hasar gören binayı inceleyen Bayındırlık ekipleri "Tehlike yok" dedi. Emniyet Müdürünün tehlikeyi sezip boşalttırdığı bina 5 saat sonra yerle bir oldu.
Kusma ve ishal şikayetiyle 2 kez götürüldüğü hastaneden eve gönderilen bebek hayatını kaybetti.
Çankaya Birlik Mahallesi'nde 7 üniversite öğrencisinin öldüğü apartmanda inceleme yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, üst katta gazdan etkilenen ailenin çocuğunun, durumu fark etmesi üzerine yetkilileri aradığını belirterek, ''Görevliler geldiklerinde alt kattaki üniversite öğrencilerinin bulunduğu daireyi de kontrol etselerdi, belki bu öğrencilerimiz kurtarılabilirdi'' dedi.
İstanbul Kartal'da tutunduğu aydınlatma direğinde elektrik çarpması sonucu ölen Rabia, akımı trafodan kesecek 30 YTL'lik röle olsaydı kurtulacaktı.
Konya’da bir cemaat derneğine ait 3 katlı yurt binasında LPG tankından sızan gaz patladı. Yerle bir olan binanın enkazı, 17 çocuğa mezar oldu. 29 kişi yaralandı Binanın dışındaki LPG tankında ’shutoff’ denen bir cihaz takılı olsaydı, böyle bir facia yaşanmayacaktı.
Kars’ın Kağızman İlçesi’nde bulunan Şehit Refik Cesur Yatılı İlköğretim Okulu’nun bahçesindeki fosseptiğe düşen 11 yaşındaki Mahsun Karaşal öldü.
İzmir'de göğüs ve sırt ağrıları nedeniyle Bornova Türkan Özilhan Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesine giden, ağrı kesici iğne vurulup evine gönderilen fabrika işçisi 1 saat sonra öldü.
Aksaray'daki ihmal binlerce kişiyi hasta etti. İshal vakalarının sayısı 6 bine yaklaşırken, hastalık etkenini bulmaya yönelik laboratuar çalışmaları bugün sonuçlandı: Hastalık sudan kaynaklandı, bunu takiben kişiden kişiye bulaştı.
Hastanede 11 saatte 13 bebek öldü. Ankara'da bir hastanede meydana gelen toplu bebek ölümleri gündemdeki yerini korurken, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören 13 bebek yaşamını yitirdi.
……………
Şu anda bu yazıyı okuyabilmenizi ve sağ oluşumuzu şanslı oluşumuzla açıklayabiliriz. İşte anahtar sözcük: ŞANS! Kendini çok şanslı ve ölümsüz sanan aymazları uyandırmak için kurulmuş bir dernekten söz etmek istiyorum: “Gökçen Göçer Yaşam Hakkı Derneği”*
Minik Gökçen, 26 Haziran 2006’ da dondurma almak için gittiği marketin dış kapısındaki elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Adını taşıyan dernek ise babası tarafından ülkemizde tanınmayan, tanınsa bile umursanmayan insan hayatının değeri konusunda Türk toplumunu bilinçlendirmek amacıyla kuruldu. Hakların en kutsalı olan yaşama hakkını korumak adına bir şeyler yapmak isteyenler için bir fırsat bence.
Lütfen “bana ne” demeden bir defa daha düşünelim. Devleti temsilen hükümetten, yerel yönetimlerden, resmi kurumlardan çok şey bekliyoruz. Yalnızca beklediğimiz sürece güvende olduğumuz söylenemez. Bilinçlenmek ve örgütlenmek gerek.
Hemen şimdi!
Cansel Güven
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı
- İlgilenenler için; gokcengocer.com
05.01.2009 Ulus Gazetesi