Başbakan R.T. Erdoğan tarafından 3 Eylül 2007 Pazartesi günü meclis kürsüsünden okunan 60. Hükümet’in Programı, 5 Eylül Çarşamba Günü 337 oyla kabul edildi. Bu yazının konusu mecliste 341/550 ağırlığa sahip AKP Hükümeti’nin kendi kendini oylaması, hatta fire vermesi değildir. Konumuz, seçmemiş olsak bile, 5 yıl boyunca bizi yönetecek olanların bunu hangi plan ve program dahilinde yapacakları konusunda aydınlanmaktır.
3 Eylül günü Sayın Başbakan hükümet programını okumak üzere kürsüye çıktığında, bir demokratik kitle örgütü yöneticisi olarak yol arkadaşlarımla birlikte ellerimizde kağıt-kalem alarak televizyonun karşısına geçtik. Kapak dahil 72 sayfalık metnin okunması sona erdiğinde üzerine tek satır yazılmamış kağıtları kenara bırakıp, birbirimize baktık. 60. Hükümet, bizim gelecek 5 yılımıza dair ne programlamıştı?
Seçim propagandası tadında geçen program sunumundan somut bir çıkarımda bulunamadığımızdan, bu defa yazılı metni başbakanlık sitesinden indirip incelemeye koyulduk. Hitap bölümlerini ve geçen dönemi öven kenar süslerini eleyince, elimizde hepsi topu 5 sayfalık bir metin kaldı. Hükümet programının, eğitim ve memurla ilgili satırlarını alt alta dizdiğimizde, bir sayfa bile etmediğini gördük. Şöyle ki:
Okul öncesi eğitim %50’ye çıkacak. (Yine paralı ve yarım gün mü olacak anlaşılamadı?)
Tekli eğitime geçilecek, sınıflar 30 kişi olacak. (Binlerce okul ve 200 bin öğretmen demek, kadrolu mu mevsimlik mi bilmiyoruz?)
Her okulda internet, herkes bilişim okuryazarı olacak. (Öğrenciler OKS ve ÖSS için üçer sınav olunca hangi arada internete girecek bilmiyoruz?)
Ücretsiz kitap dağılımı ve sosyal yardımlar sürecek. (Eğitim bütçesi ile popülizm sürecek anlamında..)
Okullaşma oranı artacak. (Zorunlu eğitimin hukuksal gereğini yapmak yerine yerli-yabancı vakıf ve derneklerle rica-ikna turları atılacak..)
Okul çeşitliliği azalacak, program çeşitliliği artacak. (Çeşitli müfredatlarla mezun olanların aynı sınavla ölçülmesine devam edilecek, dershane bağlılığını sürdürecek..)
Meslek liseli oranı artacak. (Mezunlar meslek sahibi de olacak mı acaba?)
Sendikal yapımızda AB müktesebatına ve çağdaş gelişmelere paralel olarak düzenlemeler yapmaya devam edilecek. (HİÇ in devamı nedir, bilmiyoruz..)
Kapak dahil 72 sayfalık programda “öncelikli sorun: eğitim” yukarıdaki gibi planlanmış. Program içinde çarpıcı bir öngörüyle 2023 yılında dünyada ilk on ülke arasına gireceğimizi iddia eden başbakanımıza layık bir yurttaş olmadığımdan, bir hafta sonra okulumun nasıl açılacağını, bu yıl hangi kitabı okutacağımı, yüzde kaç buçuk zam alacağımı bile öngöremiyorum.
Belki de siyaset böyle bir şey; hiçbir şey söylemeden çok konuşma sanatı. Bir monolog dinlersiniz, birileri alkış tutar, düğmelere basılır ve geleceğinize dair bir program onaylanmış olur. Peki sizin aklınızda somut tek cümle, tek proje, slogan olmayan tek bir satır kalmadıysa? Ya aptalsınızdır, ya da birileri sizi aptal yerine koymaktadır ne yazık ki...
07.09.2007
Cansel GÜVEN