Aynı ülkede yaşıyor olsak da rakamlar söz konusu olduğunda ortalık hep toz-duman olur. Hiçbir hesap diğerine uymaz, bir istatistik diğeriyle çakışmaz. Zaten en iyi yalan da istatistiksel olandır.
Eğitimle ilgili rakamlar söz konusu olduğunda yine aynı şablon söz konusudur. Eğer rakamları veren, yorumlayan hükümetse ortalık toz pembe, muhalif örgüt ya da partiler içinse aynı rakamlar hep kap kara. Akıldan yana olansa şunu söyler; “sen adını farklı koysan da gerçek mutlaktır”. Amaç bağcı dövmek değil de, üzüm yemek ise gerçek rakamlara çırılçıplak bakarsınız. Haftanın tartışması olan öğretmen açığı ve yapılan atamalar noktasında biz de öyle yapmalıyız.
Hatırlatmak gerekirse; Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın, yıllardır MEB’in açıklamaktan kaçındığı öğretmen açığı sayısını tam da muhalif sendikaların rakamlarıyla örtüşecek şekilde açıkladı. Sayın Yalçın, öğretmen açığının 140 bin olduğunu bildirdiğinde küçük çaplı bir şok yaşandı. Malumun itirafı noktasında bir ilk yaşıyorduk. Aynı manzaraya bakıp aynı teşhisi koymuştuk. Yalçın, açığın boyutu dışında işsiz ve atanamamış öğretmenler hakkında da tamamen bizlerle aynı sayılardan söz ediyordu. Buna göre atama bekleyen “öğretmen” sayısı yaklaşık 200 bin kişi! Geçici samimiyet krizinin hafiflediği bir noktada, atanamama günahını YÖK’e yüklemiş olsa da, malumun itirafı açısından takdire değer itiraflardır.
Genel Müdür Yalçın, sözleşmeli öğretmenliğin ise ihtiyaç nedeniyle yapıldığını söyleyerek, “Anayasa Mahkemesi’nin sözleşmeli öğretmenlik görevlendirmesini iptal etmesini beklemiyoruz. O nedenle şimdilik bir önlem alma gereği duymuyoruz” demişti. Burada teşhisi doğru koyan, tedavide sapıtan bir yetkili ile karşılaştığımızı idrak ettik.
Manzaranın bütününe bakacak olursak;
1.Bizim bir istihdam politikamız yoktur, hangi branştan kaç öğretmen ihtiyacımız olduğunu bilmeden insan yetiştirmekteyiz.
- Eğitim fakültesi diploması alanlara memurluk sınavı dayatıp eziyet etmekteyiz
- Diplomasında “öğretmen” yazan işsizler azmış gibi, farklı fakülte çıkışlılara formasyon aldırıp yarışa sokmaktayız
- Emekli olan 1 kadrolu öğretmen yerine 3 sözleşmeli atayarak malzemeden çalmaktayız
- Eşitlik, hak, hukuk diyeni kapıya koymakta, sürmekte, sözleşmesini iptal etmekteyiz ki zaten işsiz çok
- Durmuş bir saatin bile doğru zamanı göstermesi gibi, şaşıp doğru söyleyen personel genel müdürlerimiz de var, çok şükür!
Buradan üç elma düşmez kafamıza. Dost sohbetinde ağzından laf kaçıran müdür tekzip edilir, haber revize edilir en fazla. Nereden bakarsınız, ne görmek istersiniz, bilemem. Mutlak doğru değişmiyor; en az 200 bin öğretmen yüz binlerce öğrencisine kavuşmayı beklerken, birileri havanda su dövüyor ve çook günaha giriyor…
Cansel Güven
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı
Ulus Gazetesi 17.11 2008