Haber değeri fazla olmayan bir genelge Milli Eğitim Bakanının okullarımıza nasıl baktığını anlamak açısından önemlidir. Buna göre okul bilgisayarlarının halka açılması ile öğrenciler ve vatandaşlar okulların bilgisayar sınıflarını internet kafe gibi kullanabilecek.
Okullara gönderdikleri bilgisayarların maksimum düzeyde kullanılması için çalıştıklarını ifade eden Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Bir bilgisayar 2 yılda demode oluyor. Milyarlarca YTL para harcayıp okullara bilgisayar gönderiyoruz. Okullarımız 6 saat çalışıp kapanan yerler değil. Okul binalarımız eğitimin amacına aykırı olmayan farklı amaçlarla kullanılabilir. Biz okullarımızdaki bilgisayarların halka açılmasını teşvik ediyoruz.”buyurmuş. “Hem de okula ek gelir sağlanacak”* diye eklemiş.
Bakanımızın bir daha seçilirse maliye bakanı olmasını dilerim. Ticaret ve kârlılık konusunda eğitime oranla daha ilgili. Donanımlı, bakımlı bulmadığı bir okulun çaresiz müdürünün “ödenek gelmedi” serzenişine “ödenek verilse annem de yapar” diyen zihniyete bu yakışır.
Öğretmenliğin uzmanlık gerektiren bir meslek olduğunu, sözleşmeli geçici işçiler olmadığımızı 21 sayfalık gerekçeli kararında Danıştay eğitimden sorumlu bakanlığa anlatmıştı. Bugün OKUL un ne olduğunu aynı makama anlatmak zorunda kalmak utanç vericidir. Okullar öğretmenler ve öğrencilerin özel ve korunaklı alanlarıdır. Milli felaketler, savaşlar, afetler dışında okulları kimseye açamazsınız. Veli de olsanız elinizi kolunuzu sallayarak okul içindeki alan ve birimlerde dolaşamazsınız. Bakan da olsanız öğretmen-öğrenci mahremiyetine çat kapı müdahil olamazsınız.
Aynı demeçte veli, halk, vatandaş kavramları üzerinden proje üreten Sayın Çelik’e aradaki farkı da hatırlatmak gerekiyor. Halk sokaktan geçen herhangi biridir. Veli ise güvenle eğitilsin diye evladını size emanet edendir. O velidir ki dolaştığı koridorda, ihtiyaç gördüğü tuvalette yavrusunun halkla muhatap olmasını istemez.
Okul idarecileri bilgisayarların sürekli işler vaziyette kalmasını temin edecek, idareciler; öğretmen, öğrenci ile vatandaşların ihtiyaç duyduğu eğitim için gerekli tedbirleri de alacakmış. Okul müdürlükleri ve bilgisayar formatör öğretmenleri, bilişim teknolojisi sınıflarının halkın kullanımına açıldığı zamanlarda bu sınıflardan yararlananların kimlik bilgileri ile giriş, çıkış ve çalışma saatlerini kayıt altına alacakmış. Müfettişler gözlem yapıp denetleyecekmiş. Bakın benim bakanlığıma, kadroya, donanıma. Hadi kötü niyet aramayalım, istemeden bilgisayar sistemine zarar verilse arıza ya da hasarı kim ödeyecek? Okul saatleri dışında okula giren vatandaşın sınıflarda, tuvaletlerde,.. en azından sigara içmeyeceğinin garantisi nedir?
Vatandaşla öğrencinin internet ihtiyacı çakışırsa yan yana mı çalışacaklar, sıraya mı girecekler. Öğrenci indirimi olacak mı, okul saati dışında özel tarife mi diyeceksiniz?
“Hem de okula ek gelir olacak” cümlesine dönelim. Okul aile birlikleri üzerinden işletilecek –pardon- halka açılacak bilişim ve teknoloji sınıflarında kasaya kimi hangi sıfatla oturtacaksınız sayın bakan? Müşteriye belge verecek misiniz? Eğitim öğretim görevi dışında orada görev yapacak olan öğretmen, memur, formatör, veli,… bu işi hayır osun diye mi yapacak, kâr payı mı alacak? Zarar ederse ne olacak? Kavga çıkarsa ne edecek? Gündüz gözüyle koruyamadığınız, temizletemediğiniz okulları akşam ya da hafta sonu kim temizleyip koruyacak?
Neresinden baksan sakat, nerden tutsan olmaz. Sayın Çelik, öğrencilerin rahatsız olmaması için tedbirlerin alınacağını kaydederek, "Bütün uygulama eğitim öğretim aksatmadan yapılacak."demiş.Tedbir dediği genelge şaşkını olmuş günah keçisi müdürlere “tedbir alın, sorun çıkmasın” diye genelge yayımlamak. Tüm risk ve sorumluluğu havale edersin, birinin canı yansa onun canına okursun olur biter. Titrini çorabına yazan bakanımız “OL!” deyince olmaz işleri olduran bir yüce insan ise ricacıyız; “okullarda şiddet önlensin”(aslında bunu buyurmuştu da olmadı nedense), “öğretmenler refaha kavuşsun”, “sokakta kap kaç bitsin”, “her yerden petrol fışkırsın" da desin.
Her iş bitmiş, öğrencilere bilgisayar yetmiş de artmış gibi halka ucuz internet hizmetini benim okulum üzerinden vermek yerine çok istiyorsanız uhdenizdeki halk eğitimleri kullananın Bakanım. Yaygın eğitim kurumunun görev alanına giren bir konuyu örgün eğitim alanına sokuşturmak niye? İhtiyaçları devlet tarafından karşılanmayan okulları otoparka çevirdiniz, salonlarını kulüplere kiralattınız, hatta tarihi okullarımızı sattınız yetmedi. İllâ kâr peşinde olacaksanız, okuldan para kazanacaksanız okul tuvaletlerini halka açın Sayın Çelik. O işte daha çok para var.
Tekrara düşüyorum belki de. Sizden bir öğretmen, AES sözcüsü, bir veli ve vatandaş olarak rica ediyorum; yeni bir yenilik daha yapmayın, bırakın dağınık kalsın.
11/01/2007
Cansel GÜVEN
guven@aes.org.tr