Mobbing hayatımıza yeni girmiş bir kavram. Latince'de; psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek, özellikle hiyerarşik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulaması demektir.
Mobbing; Türkçede tek bir kelime ile karşılık bulmuyor. Sosyolojik, psikolojik ve hukuki açıdan bunu terim olarak kullanma zorunluluğu duyuyorum. Kelime olarak bizim için yeni olsa da, vakıa olarak aşinayız. Hiyerarşik gruplarda, özellikle işyerlerinde çoğunlukla üstlerin astları üzerinde uyguladığı psikolojik baskı ve sistematik işkence iş ya da sicil kaygısıyla sineye çekilebiliyor. Şikayetçi olmak için şiddetin illa ki fiziksel olması, tacizin mutlaka cinsel içerikli olması gerektiği bir yanılgıdır. Eziyet edeni iyice coşturan, eziyete uğrayanı hem psikolojik hem fizyolojik olarak hasta eden bu durum örgütsüz veya özlük haklarından habersiz toplumlarda daha sık görülüyor.
Bir araştırmaya göre mobbing, kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda, okullarda ve sağlık sektöründe daha yaygındır. Bizde herhangi bir istatistik yok ancak bilim adamları İsveç’te intiharların % 15’inin mobbing kaynaklı olduğunu ortaya çıkardı. Profesör Leymann işyerindeki zorbaları aşırı kontrolcü, korkak, nevrotik ve iktidar açlığı olan kişiler olarak tanımlanıyor.
Mobingle ilgili araştırma yapanlar arasında artık Türk bilim insanları da var. Geçtiğimiz günlerde Prof. Pınar Tezcan ile yardımcı doçentler Fuat Bayram ve Hediye Ergin'in imzalarıyla yayınlanan bir kitap, kapsamı ve içeriği bakımından ülkemiz için bir ilk. Adı; 'Çalışma Psikolojisi ve Hukuki Boyutlarıyla İşyerinde Psikolojik Taciz'. Mobbing mağdurlarının hukuki haklarını ayrıntılı şekilde ele alan eser, aynı zamanda işyerinde psikolojik taciz uygulayan mobbingcilerle kurbanlarının profillerini de ortaya koyuyor. Bir kurban ya da suçlu olabiliriz. Tıpkı memur veya amir olabileceğimiz gibi. Uyku ve yeme düzensizliklerimizin, öfke veya depresyonumuzun nedeni, kader sanarak katlandığımız işyeri tacizleri olabilir. Kitapta yer alan mobingci ve kurban profillerinden bazılarına göz atalım. Bakalım sizinki hangisi?
Fesat mobbingci: Yeni kötülükler arayan bir kişidir. İftiralarla başkalarını yaralamaya çalışır.
Pusuda bekleyen mobbingci: İzleyici konumundadır, hedef kişiye bariz saldırmasa da pusuda bekler. Mağdura yapılan tacizi durdurmaya çalışmaz.
Hiddetli mobbingci: Karakter özelliği nedeniyle fevridir. Sürekli bağırma, beddua etme modundadır. Sinir ve huysuzluk krizleriyle işyerini çekilmez yapar.
Megaloman mobbingci; Kendisini herkesten üstün görür. Kendine olan güvensizliği başkalarına karşı kıskançlık, nefret ve saldırganlık olarak yansır. Bu kişiye göre tüm kaynakların kontrolü kendisindedir. Uydurduğu kurallara herkes uymak zorundadır.
Sadist mobbingci: Başkalarını köşeye sıkıştırmaktan, mahvetmekten büyük zevk duyar. Bu kişi 'sapkın narsist' olarak da tanımlanabilir. Hiyerarşik kademelerde yükselebilmek için her yola başvurabilir.
Eleştirici mobbingci: Başkalarının yaptığı işten hiç memnun kalmaz, sürekli eleştirir. İşyerinde memnuniyetsizlik ve gerginlik dolu bir iklimin oluşmasına sebebiyet verir.
Zorba mobbingci: Sadist mobbingciye benzer. Son derece acımasız ve zalimdir. İnsanlara köle gibi davranır.
Korkak mobbingci: Bir başkasının daha başarılı olacağı, yükseleceğini düşünerek paniğe kapılır. Kendini korumak için mobbing uygulamayı seçer.
Mağdur tiplerinden bazıları
Neşeli: Arkadaşlarını eğlendirir, güldürür. Devamlı neşelidir.
Gerçek dost: Herkesle iyi geçinir, içten duygularla yaklaşır. Popülerliği kıskançlığa neden olur.
Günah keçisi: Grup içinde her türlü suç üzerine atılır. Eleştirilerin değişmez hedefi odur.
Kendini beğenmiş: Çok önemli biri olduğuna inanır. Çoğu kez böyle olmadığını göstermek isteyenlerin tacizine uğrar.
Uşak: Her zaman amirini mutlu etmek ister. Bu tarz davranışlar diğer çalışanların tacizde bulunmaları için ortam yaratır.
Dürüst iş arkadaşı: Çok dürüst ve doğrudur. Ancak dürüstlüğü nedeniyle açıkça her problemin üstüne gitmesi rahatsızlık yaratır. Dürüstlüğü birtakım kişilerin işine gelmediği için mobbing kurbanı olmaya adaydır.
***
Avrupa'da konuyla ilgili çok sayıda dava bulunmakta ve ağır para cezaları uygulanmaktadır. Benzer davaların Türkiye’de de açılmaya başlaması, mobbing konusunda bir bilinç oluşturulması için çok önemli. Mobbingin azaltılması için sendikaların da etkin olması gerekir. Yalnızlaşmak ve katlanmak da bir seçenek, ama mecbur değilsiniz…
Cansel Güven
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı
21.02.2009 Ulus