Ne büyülü bir kelimedir özgürlük. Hele diğer tarafta “yasak” kelimesi varsa daha bir güzel gelir gözlere, gönüllere. Geçtiğimiz haftanın manşetiydi; “Üniversitelerde bütün yasaklar kalkacak, yaşasın özgürlük!”. Coşuyor içimiz, gözler buğulanıyor, özgürleşecekmişiz nihayet.
Türban soslu özgürlük, hakların kardeşliğine endeksli federasyon, ekonomik büyüme manşetiyle satış, reform kisvesinde sosyal güvenlik erozyonu, barış yaldızına bulanmış terörist affı, Avrupa Birliği makyajıyla onursuzluk, stratejik ortaklık balonunda emperyalizm,… Her şey dahil açık büfe. Yanına küreselleşen dünya, çağdaşlık, ileri, “kim tutar seni Türkiye” sloganlarını eklerseniz tadından yenmez.
Her biri ayrı makale, kitap, hatta Üniversitede kürsü konusu olur. Bu gün yalnız kalkışa geçen, günden güne kalkan yasaklardan söz edeceğim. Allah var hiç birimize yalan söylenmiyor. Bakın nasıl kalkıyor yasaklar:
Parası olana özel okul, dershane, harcı yatırana üniversite olanağı var. Artık kıyafet de sorun olmayacak.
Ampullü torbalarla, okullarda hediye dağıtmak hem yasak değil, hem sevap aynı zamanda
Maaşıyla geçinemeyen öğretmenin ek iş yapması yasak değil, yapmıyorsa tembelliğindendir
Üniversitede bilim yapmak yasak değil, ayrılan para ve maaşlarla mucizelere bağlı ama olsun
Belediyelerin bütçesiyle sadaka dağıtmak serbest
Devletin resmi sitesinde türbanlı ilkokul bebesi fotoğrafıyla reklam yapmak yasak değil.
Kabinede babası olana devlet ihaleleri, teşvikleri yasak değil
Sendikalı olmak yasak değil, hem muhalif sendikalı hem de idareci olmak zor sadece
Alevi olmak, öğretmen fanatik olmadığı ve bilmediği sürece yasak değil, bir terslik olursa başbakanın telefon jokeri var hem de
Teröristleri mecliste temsil etmek yasak değil, Genelkurmay Başkanı’nın konuşması demokrasimizi çiziyor yalnız
Sesli olmadığı sürece düşünmek serbest canım ülkemde
Mektep okumuş, bilim yapmış devlet memuru değilsen ve bir genel başkan yalıyorsan (pardon tanıyorsan) siyaset yapmak yasak değil
Hakkında onlarca dosya mahkeme edilmeyi beklerken bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı olmak mümkün
Dün imam yarın İETT ye müdür olabilirsin, Devletini AİHM ‘ye şikayet etmiş olmanın konuyla ilgisi yoktur, liyakat esastır
Dış işlerinden en sorumluysanız kapalı kapılar ardında gizli anlaşmalar yapabilirsiniz, içeriğini sorgulamak yasak nasıl olsa
Laik Devletin okullarında dininiz, mezhebiniz ne olursa olsun zorunlu din dersine girmek serbest
İktidarın atadığı komisyonun yapacağı mülakatı aşabilene hakim olmak yasak değil
Andaçlarda sınıf geçen gazete ve televizyonlara, sahiplerine, kalemşörlerine sonsuz basın özgürlüğü, bol reklam ve aferin var.
………….
Benim özgürlüklerden başım döndü, siz doldurun gerisini. Duruma göre iş, makam, toprak, taviz, imtiyaz seç beğen al. Bir tarafta özgürlük bir tarafta yasaklar. Bu kadar özgürlük karşısında ve yasayı ve içerdiği yasakları savunmak statükocu hatta gerici olmak demekmiş. Sakın ha!
Yeni anayasamız sürprizi kaçmasın diyerek ucundan sezdiriliyor, tamamına vakıf olamadık henüz. Bir çıksın hele, siz o zaman seyredin özgürlük şölenini.
17/12/2007
Cansel GÜVEN