Genel seçimlerin yaz tatilini ortalamış olması, pek çok ailenin yaz için planlarını gözden geçirmesine neden oldu. Tatil programlarında her hangi bir değişiklik yapmayanlar ise, partilere kızgın olma bahanesine sığınarak yurttaşlık görevinden kaçınacak olanlardır. Çünkü seçimlerde oy vermek, en önde gelen vatandaşlık görevlerindendir.
Kişisel gözlemim tatilini 22 Temmuz sonrasına erteleyenlerin çoğunlukta olduğudur. Bu durumda mevsim normalleri üzerindeki sıcaklarda çalışmak zorunda kalanlar, çocuklarını yaz okullarına yönlendirmektedirler.
Kırdan kente göç, kalabalık aileden çekirdek aileye geçiş, büyüklere emanet edilen, mahallede top koşturan çocukları etütlere ve yaz okullarına mecbur etti. Bu kurumlara artan talebin bir ihtiyaçtan çok zorunluluktan kaynaklandığını söylemek yanlış olmaz. Gerekçesi ne olursa olsun, yaz okullarına yönelen talebin bazı yatırımcıların iştahını kabartması doğaldır. Belediyeler, dernekler, vakıflar, spor kulüpleri, özel okullar, kreşler hatta dershaneler yaz okulu açıyor. Farklı içerik, kalite ve fiyat aralıklarında yaz okulu enflasyonu yaşanmakta.
Layıkıyla hizmet verildiğinde yaz okullarının çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerine, sosyalleşmelerine katkıları yadsınamaz. Bizi yaz okullarına yönelten neden ne olursa olsun, yarar yerine zarar görmemek adına bazı noktaları özellikle gözetmek gerekecektir. Güvenlik bunların en önemlisidir. Çocuğumuzun okula ulaşmasından başlayarak süreç boyunca güvende olması diğer tüm kriterlerden önce gelmelidir. Bazı yaz okullarının farklı kurumların servis araçlarını, personelini hatta tesisini kiralayarak hizmet vermeleri ve sorumluluğu dağıtmaları güvenlik zafiyeti yaratabilir. Her iyi yüzenin güvenli bir şekilde yüzme öğretemeyeceği gerçeğinden hareketle, yaz okullarında eğitim veren kişilerin yetkin olup olmadıkları araştırılmalıdır. Yaz okullarının vazgeçilmezi havuzlar hem sağlık, hem de güvenlik açısından en zayıf noktadır. Öğretmen başına 6 çocuktan fazlasının düşmemesi, çocuklarla birlikte başka grup ve kişilerin havuzda olmaması, havuz suyunun düzenli olarak kontrol edilmesi ve ilaçlanması gerekir. Son yılların en sıcak günlerini yaşadığımız bu yaz mevsiminde, her türlü açık hava etkinliğinin sabah ya da akşamüstüne denk gelecek şekilde düzenlenmesi çok önemlidir. Spor etkinliklerinin çocukların yaş ve fiziksel farklılıklarına göre yapılması, henüz güçlenmemiş kasların çokça zorlanmaması gerekir.
Öğretim yılı içinde belirli bir alan ve disiplin ortamında tutulan çocukların, eğlence sunan bir ortam ve psikolojide türlü kaza ve hastalık riskine her zamankinden daha fazla maruz kaldıklarını unutmamak gerekir. Bu noktada yaz okullarında mutlaka bir sağlık personeli bulundurmalı ve tüm personel ilkyardım eğitiminden geçirilmelidir.
Yaz okullarının ekonomik boyutu, çalışan aileler açısından okul seçiminde oldukça belirleyicidir. Yaz okulları, çoğunlukla etkinlik sayısı ve türüne göre farklı paket ve fiyat aralıkları sunmaktadır. Ne yazık ki, bazı okulların da ucuz denilebilecek bir fiyatla kayıt almalarına karşın, malzeme, sinema, havuz, tiyatro gibi kalemler üzerinden fahiş bedeller tahsil ettiklerini duymaktayız. Kayıt aşamasında alınacak hizmetin iyi tanımlanması, süreç içinde hizmet kalitesinin kontrol edilmesi yerinde olacaktır.
“Yaşam boyu eğitim” ilkesiyle çocuklarımızın yaz tatilinde de, hem eğitilmesi hem de yaşıtlarıyla eğlenmesi ihtiyacının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanması ideal olanıdır. Bu olgu, sosyal devlet ilkesinin en temel koşullarından birisidir. Bu görevin daha çok özel olmak üzere başka kurum ve kuruluşlara havale edilmesi doğru değildir. Dileyelim ki tıpkı okul öncesi eğitimde olması gerektiği gibi, yaz okulları da, daha çok çocuğumuza hizmet verir hale gelebilsin. Unutmamamız gereken en önemli durum şu ki, çocuklar ve eğitim söz konusu olduğunda, hiçbir şey “lüks” değildir.
29/06/2007
Cansel GÜVEN
guven@aes.org.tr