TRT'nin, 60 ülkenin çocuklarının katılımıyla Antalya'da gerçekleşecek 23 Nisan Çocuk Şenliğinde Türkiye'ye gelecek konuk çocukları cinsiyete göre ayırması bu bayramın geleneğinde bir ilk oldu. TRT’nin kızları kız öğrencilerin, erkekleri de erkek öğrencilerin evlerine yerleştirilmesi konusunda Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü'nü yazılı olarak uyarması zincirleme bir reaksiyon başlatmıştır. Okul yöneticileri çocukları misafir edecek ailelerle bir toplantı yaparak, konuk kız çocuklarının erkek çocuklarla oynamalarına ve kızların erkek çocuklarla bir odada kalmasına izin verilmemesini istemiş, bazı okul yöneticilerinin de söz konusu uygulamayı çocuklara anlatarak sürece katkı sağlamışlar. Tüm dünya çocuklarının kardeşliğine vurgu yapan, dünyada örneği olmayan bir bayramı haremlik-selamlık düzeye nasıl indirdik şaşmamak elde değil.
Bu cinsiyet ayrımcılığıdır, çağdaş bir anlayış olmadığı gibi TRT'nin "korumacı yaklaşım" gibi açılımının ne olduğu belli olmayan tuhaf, muğlak açıklaması ile anlaşılamayacak bir durumdur. Ancak konunun derinlemesine düşünülmesi gereken yönü kültürel anlayışımızın bir biçimde bozuluyor, dönüştürülüyor olmasıdır. Misafir bizim için adeta kutsallık arz eder. Kaç ulusun kültüründe "misafir odası" anlayışı vardır? Türk Milleti misafir odalarını kendi yaşam standartlarının üzerinde tutarlar. Tarihimizde de bir eve sığınan misafir can pahasına korunduğunu, tüm olanakların misafir için zorladığımızı görür, gururlanırız. Şimdi bu "korumacı yaklaşım"la misafir bir çocuğu kendi çocuğumuzun tacizinden koruyacak kadar ahlaki çöküntü içinde olan bir ulusa mı dönüştük? Onları Ulusumuzun ahlakına, misafirperverliğine güvenerek ülkemize gönderen Avrupalı ailelere verdiğimiz mesaj bu mudur?
Kültür kavramını pek çok biçimde tanımlamak mümkündür. Ancak yapacağımız tanım ne olursa olsun kültür birliği ulus olmanın da ön koşullarından biridir. Çünkü kültür aynı zamanda bilinçli bir ait olma duygusunun, içselleşmiş bir kimlik bilincinin yansımasıdır. 23 Nisan Çocuk Şenliği için ülkemize gelecek yaklaşık iki bin çocuk öncelikle bizim misafirimizdir. Ortak kültürel bilince sahip çıkmayan uluslar, zamanın çarkı içerisinde önce deforme olur, sonuçta birlikte var olma güçlerini kaybetmeye başlarlar. Kendi kültürümüz yerine Şarktan, ya da Garptan yama yapılmasına asla razı gelemeyiz.
Evlense çocuğu olacak bir yetişkine meclis kürsüsüne çıkaran, çocukları cinsiyete göre ağırlayamaya kalkan, oyunlarına bile karışan yaklaşımları tesadüf veya kaza olarak algılayamayız. Millet iradesinin temsil yetkisine dönüştüğü en önemli günleri bayram sevinci içinde çocuklara emanet eden Atatürk’ün örnek ahlakı ve bilinciyle hareket etmek yerine yeni(?) adetler icat edilmesinin gereği yoktur.
23 Nisan'ı onu dünya çocuklarına armağan eden Kendisi de 3 kız çocuğu sahibi olan TRT den sorumlu Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay'ın ve Sayın Meclis Başkanın ulusal değerlerimize, kültürümüze ve çocuk bayramlarımızın geleneğine uygun davranmalarını diliyorum.
22/03/2007
Cansel GÜVEN
guven@aes.org.tr