Milli Eğitim Bakanlığı’na, özel olarak da bakana yönelik eleştiriler giderek artıyor. Burnundaki çiçeği solmaya yüz tutan yeni bakanımız temsil ve protokol noktasında takıldı kaldı. Bir icra makamı olan bakanlık koltuğu, İngiltere Krallığının sembolik tahtına döndü.
Atama ve yer değiştirmelerin yapıldığı, yöneticilerin atandığı, ilk yarıyılın değerlendirilip, ikincisine hazırlanıldığı bu dönemde bakanımızla bakışamadık bile. E- okul sisteminin çöktüğü hafta on binlerce meslektaşım bilgisayar başında sabahladı. Bu üstün çabaya rağmen karnesini alamayan öğrencilerimiz oldu. Biz saçı-başı yolarken Bakan Çubukçu Bakü’de karne dağıtıyordu. Böylece olağan tepkilerden ve yerel basından kaçmış oldu. Tam yurda dönüşünü kutlayacaktık ki makama uğramadan İstanbul’a yöneldi. Kendilerini Emine ve Sümeyye Erdoğan ile sergi açılışında gördük. Hanım kızlarımızın el emeği ürünlerini inceleyerek, hediyeleri kabul ederek milli eğitimimize derin katkılar sundular.
Göreve geldiğinden beri daha çok kurdele kesmekle geçen programından dolayı BİR eğitim sendikası dışında kimseyle görüşmeyen bakanımıza hayırlı olsun bile diyemedik. İl emri mağdurları için yaptığımız eylemler sırasında bizi Personel Genel Müdürü Sayın Necmettin Yalçın ağırladı sağolsun. 25 Ocak günü en küçüğü 5 aylık, en yaşlısı 68 yaşında, erkekli kadınlı 150 kişi ile, -6 derecede bakanlık önündeydik. Aile olma hakkını isteyen grubu aileden sorumlu eski bakan görmezden geldi.
Biz Sayın Çubukçu’nun kadrolu ve hamile bir öğretmene acıyıp özür atamalarını başlattığını da görmüştük. Acıma duygusu kadroya endeksli değilse söylemek lazım; sözleşmeliler de hamile kalabiliyor! Ben ayrılık koşullarının travmatik etkisiyle gebeliği sonlananları biliyorum. Kimsenin görmediği diğer bir nokta da kadın meslektaşlarımın aile baskısıyla istifaya zorlandığıdır. Öğretmen gelin aldık diye sevinen eşler ve kayın valideler bu sanal evlilikten bıkmış durumda. Çocuğun varlığı sözleşmeli anne üzerinde inanılmaz bir manevi baskı yaratıyor. Evliliği ve işi arasında tercih yapmaya zorlanan bu kadınların vebali yine bir kadının boynundadır ne yazık!
Şimdi ataması yapılmayan öğretmenler çıkıyor alanlara. Devlete sözleşmeli de olsa memur olmak için KPSS yi geçmek gerekiyor. Bu sınavda 1. olmak bile yetmiyor bazen. Onlara kadro vermeyen kabineden bir tek bakan, başbakan dahil, bu sınava girsin ve 50 alsın ben dişimi kırarım. Tuhaftır, devleti yönetmek için gereken kriterler devlette çalışmak için gerekenden az.
Kapı gibi öğretmenlik diplomalarıyla meslektaşlarım 31 Ocakta başkentte olacaklar biliyorum. Bilmediğim o gün bakanımız nerede olacak?
28/01/2010
Cansel GÜVEN
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı