Türkiye’de akıl almaz işler oluyor; hukuka, akla, vicdana sığmaz işler. Ulusun geleceğinden, eğitiminden sorumlu olan bakanlığın tepesinde olan Hüseyin Çelik, bu makamı sonsuz krallığı kabul etmiş, fetva ile yönetiyor. Tanrısal bir güçle seçilmediğini, ölümlü olduğunu anımsamıyorsa da, genel seçimlerin öncesinde olduğunu bilmesi gerek.
Ne yazık ki, AKP iktidarının en fazla eleştirilen ve tartışılan bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı. İnsan üzerinde hayati etkisi olan üç unsur vardır ki hata kabul edilemez: eğitim, sağlık ve adalet. Eğitim sistemini keyfiyet, partizanlık, hemşerilik ve takiyye ile kilitleyenler, seçime çeyrek kala mağdurlar yaratmaya devam ediyor.
Önce mesleğimizden edildik, mevsimlik işçilere döndük. Öğretmenlik diploması elinde, sözleşmeli olarak çalışan otuz beş bin, hiç atanamayan iki yüz bin emekçinin günahları boynunadır. Sözleşmeye razı on binlerce 4-C’li bir gecede işsiz kaldı. Onları sözleşmeye, sözleşmelileri kadroya taşıyacak gibi yaptılar, şimdi bakan ağzından yapılan bu açıklamayı, bakanlığın internet sitesinden bile kaldırdılar. Kurumu yönetmelik ve genelge çöplüğüne döndürenlerin, dün yayınladıklarını bugün yalanlayanların sözlerine inanmak, saflık olurdu zaten.
Birçok örnekle beceriksizliği ve pişkinliği anlatmak mümkündür. Ben şimdi sadece en son olayı bilgilerinize sunmak istiyorum. Bakanlık, 19 Haziran'da yayımladığı genelgeyle, özür durumuna bağlı tayin başvurularının, 18 Haziran ile 5 Temmuz tarihleri arasında alınacağını duyurmuştu. Başvurular sürerken, 2 Temmuz'da elektronik başvurular durduruldu. Başvurusunu yapmak için son üç günü olduğunu düşünenler inanılmaz bir şok yaşadı. Çoğu meslektaşımız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bakanlığı böyle bir duyarsızlık gösterebilir mi, kesin bir hata var diye düşündü? Çelik krallığı tarafından 3 Temmuz'da yayınlanan bir genelge, başvuruların 2 Temmuz akşamı sonlandırıldığını buyurunca hata değil, şaka değil gerçek olduğunu anladık. Gerekçeye buyurun:
“18 Haziran ile 05 Temmuz 2007 tarihleri arasında alınacağı ve yer değiştirme suretiyle atama işlemlerinin de 06 Temmuz 2007 Cuma günü gerçekleştirileceği duyurulmuştu. Ancak, son günlerde Bakanlığımızca gerçekleştirilen alan değişikliği, Anadolu türü liselere sınavla öğretmen atama, kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değiştirmeleri vb. işlemlerden dolayı, öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarının tespitinde ve başvuru ekranlarına yansıtılmasında ortaya çıkan bazı aksaklıklar nedeniyle, I. grup başvuruların elektronik ortamda alınma işlemi 02 Temmuz 2007 Pazartesi akşamı itibariyle sonlandırılmış olup, yapılacak değerlendirme sonucuna göre yer değiştirme suretiyle atama işlemleri 04 Temmuz 2007 Çarşamba günü akşamı gerçekleştirilecektir.”
Eşine, ailesine kavuşmak için gün sayanların duygularını anlayabilir misiniz? “Kadrolulardan hiç farkı yok” denilen sözleşmelilerin tayinleri ise, mucizelere kalmış. Aslında boşalmış olan kadroları bile kapalı gösteren bakanlık, kadrolu öğretmenlere bile duvar örmüş durumda çünkü. Kendi çocuğu ÖSS’ye girecek diye son sınıflara okulu tatil eden Bakan Çelik’in, parçalanmış aileleri, devletine güvendiği için mağdur olan öğretmenleri anlaması için, ailesinden birinin mecburu hizmette olması gerekirdi belki de.
Mağdurlar muhatap bulamıyor. Bir söyleşide “davul benim boynumda, tokmak da elimde” diyen Çelik, istediği gibi çalıyor sonuçta. Ülkemin mahkemeleri onu mahkûm etmekten yoruldu, ama Çelik aynı iştahla yönetiyor krallığını. Bizim adalete güvenimiz tam. Sandık bizim önümüzde, oy da elimizde. Çelik mağdurları adına söylüyorum ki:
Hesabımız mahşere kalmayacak…
05/07/2007
Cansel GÜVEN
guven@aes.org.tr