Sendika, diline, dinine, rengine, siyasi görüşüne bakmaksızın bütün üyelerini kapsayan bir kitle örgütüdür. Çalışanların ortak hak ve çıkarlar uğruna birliğinin ifadesidir. Ayrıca; siyasi iktidara, partilere karşı bağımsız bir örgüttür. Sendikalı olmak işyerinde çeşitli konularda söz sahibi olmak demektir. Sendikalı olmaları sayesinde çalışanlar, işyerinde ezik, başları önde olmak yerine, işleri hakkında söyleyecek sözleri olan, işyerinde olup bitene müdahale edebilen saygın birer birey olurlar. Bu anlamda bakıldığı zaman, öğretmenleri kucaklayan sendikaların içerisinde yukarıdaki tanımlamaya uyan tek örgüt Anadolu Eğitim Sendikasıdır.
Peki nasıl bir sendikaya üye olmalıyız? Üyesi olduğumuz sendika öncelikle özlük haklarımıza sahip çıkmalıdır. Haklarımızı savunuyor gibi görünen, sermayedarların kontrolünde olan, demokratik işleyişe sahip bulunmayan sendikalara sarı sendika denir. Mevcut hükümetlerle iş birliği içerisinde bulunan, ona biat edenler demek yanlış olmaz. Bağlı bulunduğumuz sendika bizi temsil etmeli, teslim etmemeli mantığıyla baktığımızda, yerimizin neresi olacağını bulmamız zor olmayacaktır.
Anadolu Eğitim Sendikası, hiçbir üyesini mağdur etmemiştir. Kişisel çıkarlardan arınmış, siyasi partilerin arka bahçesi olmamıştır. Her düşünceden, her dilden ve her renkten üyeleriyle mücadelesine devam etmektedir ve edecektir. AES, siyasilerin değil, eğitimcilerin sendikasıdır. Bunu ilke edindiği için de hukuk büromuzdan Sayın Sedat Değer, Milli Eğitim Bakanlığına birçok dava açmıştır ve ayrıca yanlış bulunan uygulamaları bakanlığa sunmuştur. Örnek verecek olursak: Alan değişikliği davası, İlkokul çocuklarına dağıtılan uygunsuz kitapların toplatılması, Engelli öğretmenlerin atanamamaları, Atama ve yer değiştirme yönetmeliği, TEOG sınavında ek ders kesilmemesi, Aday öğretmenlerin yaz eş özrüne yetiştirilmesi, Öğretmenlere nöbet verilemeyeceği.
Son yıllarda mesleğimiz itibarsızlaştırıldı, müdür ve müdür yardımcısı atamaları liyakat gözetilmeden yapıldı, yoğun bir kadrolaşma harekatı başlatıldı, platformlarda teslim edildik, yetkili sendika yandaşları dışında kalan tüm sendikalar yok sayıldı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Anadolu Eğitim Sendikası, kurulduğu ilk günkü gibi ilkelerinden taviz vermedi. Hakkını yasal yollardan arama yolunu seçti. Üye avcılığı yolunu seçmeden, nitelikli üyeleriyle yoluna devam etmeyi sürdürdü. Genel Başkanımız Cansel Güven Hanımefendinin tek bir üyesini dahi başkan olarak bilince oturtması, örnek bir eğitimci kimliğiyle öne çıkması ve benmerkezci davranmaması ile farkını göstermiş oldu. Bir telefon kadar yakın olan başkanımız, tüm emekçilerini kucaklamaktan geri durmadı. Bunların hiçbirisinin abartı olmadığını ailemizin içerisinde bulunan bilmektedir. Merak edenlere de kapımız sonuna kadar açıktır.
81 ilde teşkilatlanmasını tamamlamak üzere olan sendikamız en önemli atılımlarından birisini de Konya/Ereğli’de Mustafa Yaman ve ekibiyle yaptı. Üye sayısını günden güne artıran Ereğli, yeni kurmuş olduğu siteyle taze kan oldu. Örgütlenmenin önemi ve bunun dışavurumunda kararlı adımlar atan Ereğli AES, sendikacılığın masa başında yapılamayacağını gösterdi. “Bir gün herkes AES’li olacak” mantığı bir kere daha bilince çıkmış oldu.
Satırlarıma son verirken, tüm yol arkadaşlarıma haklı mücadelemizde yılmadan yürümeyi, Ordu, İstanbul, Van, İzmir, Çorum, Tokat, Ankara, Mardin, Kayseri, Malatya ve tüm temsilciliklerimizle aydınlık yarınlarda birlikte ilerlemeyi temenni ediyorum. Saygılarımla.
Özlem RÜSTEM
ANADOLU EĞİTİM SENDİKASI
TOKAT İL BASIN SEKRETERİ