Sanırım Milli Eğitim Bakanlığımız olup bitenlerin dahası olacakların farkında bile değil !!!
Biraz olsun, olabilecek değil olacaklardan söz etmek istiyorum.
SORUN 1 : Hali hazırda atama bekleyen nur topu gibi yaklaşık 400 000 öğretmenimiz varken ; Bakanlığımızın en ufak tepkisini almadığı ya da bu nedenle dolaylı olarak destek verdiğini düşündüğüm YÖK, peynir ekmek gibi FORMASYON dağıtmaya devam etmekle kalmayıp her sene çapını da genişletmektedir.
Yüz binlerce atama bekleyen arkadaşımızın derdine çare üretemeyen yetkililer, atama bekleyen sayısının MİLYONLARI bulmasının kaç vakte kadar gerçekleşeceğini mi düşünüyor acaba !!!
Ben söyleyeyim ; çok değil 3-4 yıl sonra milyonu bulur atama bekleyen arkadaşımızın sayısı…
Çözüm : Bakanlığımız derhal YÖK ile temasa geçerek hatta basın gücünü de kullanarak , siyasi çıkarlar gözetmeden birçok HAKSIZLIK doğuran formasyon uygulamasına son vermelidir.Üniversitelerin bölümleri arasında bile itibar ve değer kaybına yol açan dahası milyonları bulacak atama bekleyen öğretmen nesli oluşturacak bu uygulamadan acilen vazgeçmelidir.
Ve farklı bir önerim ise; Atama bekleyen öğretmenlerimizin eritilebilmesi adına özellikle mezuniyet tarihi eski olanlar için her atama döneminde atama yapılacak sayının % 10 luk kısmı 5 yıl ve daha önce mezun olanlara yönelik ayrılabilir (Yüzdelik kısım ve mezuniyet yılı değişebilir ). Buradaki amaç yine KPSS ve ALAN SINAVI bazlı olarak hiç değilse umudunu iyice yitiren ve yıllar önce mezun olmuş arkadaşlara bir umut ışığı yakmak, onları yeniden hayatın içine çekmek ve İNTİHAR gibi nahoş olaylardan korumak , sahip çıkmaktır.
SORUN 2 : Son yapılan özür grubu atamalarında il-ilçe emrinin uygulanmaması nedeniyle binlerce öğretmen eşlerinden çok uzakta kalmıştır. Bakanlıktan gelen bilgiler ise artık il ilçe emrinin uygulanmayacağı yönündedir.
Bu durum sayın CUMHURBAŞKANIMIZIN 3 çocuk yapın savının karşılanmaması yönünde atılmış bir adım olmaktan öte geçmez ! Eşler bu kadar uzakken bırakın çocuk yapmayı , kutsal olan aile kavramını yürütmekte sıkıntı yaşamaktadırlar.
Ayrıca HUKUK ÜLKESİ olduğumuzdan yola çıkarak ; Anayasamızın 41. Maddesini hatırlatarak ,” devletimizin aileyi parçalanmaktan kurtarmak, bireyleri bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde gerekli ortamı sağlamak” amaçlarını taşıdığının da altını çizerek belirtmeliyim.
Çözüm : Bakanlığımızın bu konuda işi zor kabul ediyorum.Doğu ve Güneydoğu illerinde öğretmen tutamadığı için, il-ilçe emrini kaldırmak gibi çareler aramaktadır.Ama yine aynı bakanlığımızdır ki 2010 yılında ZORUNLU HİZMET affı getirerek on binlerce öğretmenin zorunlu hizmet yapmasının önüne geçti!
Öncelikle doğu ve güneydoğu illerinde görev yapan arkadaşlarımızın maddi ve özlük anlamında özendirilmesi gerekmektedir.Bu konuda ANADOLU EĞİTİM SENDİKASI olarak içersinde madde madde çözüm önerileri bulunan bir dosyamızı bakanlıkla paylaştık.
Gelelim “Eş”siz kalan öğretmenlere…Bu konuda bakanlığımız acilen il-ilçe emri uygulamasını hayata geçirmelidir..Özellikle yoğunluğun bol olduğu ve boş normların sınırlı olduğu yerlere il-ilçe emri ile gelecek olan öğretmenler; JOKER öğretmen olarak il-ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde boş norm açılana kadar bekletilebilir.Burada ki bekleme geçmiş yıllarda uygulanan DEPO ÖĞRETMEN şeklinde değil.Aksine, Öğretmenlerimiz tam anlamıyla yedek olabilecek şekilde hazır tutulmalıdır.Doğum iznine ayrılan ve sağlık nedenleriyle raporlu olan binlerce öğretmenimizin yerine ücretli öğretmenler görev yapmaktadır.İşte böylesi bir gereksinim doğduğunda hazır bekletilen öğretmen arkadaşlar ücretli öğretmenlerin yerine geçici olarak buralarda görev alabilirler.
SORUN 3 : 4+4+4 sistemi bu sene ilk mezunlarını verecek.Hatırlanacağı üzere sistemin başladığı ilk yıl 60 aylık çocuklarında 1. Sınıfa başlatılması sonucu çok sayıda çocuğumuz okulla tanıştı buna bağlı olarak da çok sayıda 1. Sınıf oluştu.Sonraki yıl ise okula başlama yaşı geriye çekilince 1. Sınıfa kayıtlanan öğrenci sayısı ciddi şekilde düştü.Yani her okulda 4 sınıf sayıca çokken 1. Sınıf sayısı ise azdır .Şimdi ilk mezunlarını verecek olan 4+4+4 sistemi on binlerce norm fazlası sınıf öğretmenini de beraberinde getirecek. Hemen hemen her okulda okulun yapısı ve büyüklüğüne göre 1-2-3 hatta daha fazla sayıda sınıf öğretmeni norm açığının sıfıra yakın olduğu illerimizde norm fazlası duruma düşeceklerdir.
Çözüm : Burada bir iki alternatif çözümden söz edebiliriz.Bakanlığımız 4+4+4 siteminde değişikliğe giderek ilkokul kısmının yeniden 5 sınıflı olarak düzenlemesi olası on binlerce norm fazlası sınıf öğretmeninin oluşmasının önüne geçecektir.
Sınıf mevcutlarının olabildiğince azaltılarak yeni sınıflar oluşturulması yoluna gidilerek norm fazlası durumuna düşecek öğretmenlerimiz öğrencileriyle buluşmuş olacak …
Unutulmamalıdır ki öğretmenler öğrencileri ile hayat bulur.Öğretmenlik bir meslek, iş kolu veya iş kapısı olmaktan çok öte , geleceğe yön verme eylemleridir bir bakıma…O nedenle Norm fazlası olarak öğrencisiz kalacak olan binlerce öğretmeniz farklı bir deyişle “İŞ”siz de kalmış olacak…
SORUN 4 : Bakanlığımız ya da eğitimle ilgilenen hemen hemen her kesim yerli yersiz sürekli kadrolu öğretmenlerin kendilerini yenileyip geliştirememesinden, çağın gerekliliklerini takip edip öğretmenlik hayatlarına uygulayamamalarından dert yanar durur.Hatta bu nedenle eğitimin özelleştirilmesi dahi dillendirilmektedir.
Peki ya kadrolu öğretmenlik yaparken kendini geliştirmek adına farklı bir öğretmenlik bölümünü bin bir zorlukla okuyarak 2. Öğretmenlik diploması sahip olanlar için ALAN DEĞŞİKLİĞİ hakkının verilmemesi de ne demek oluyor ?
Yine unutulmamalıdır ki bakanlığımız 2012 yılında muhteşem bir buluş olan YAN ALAN DEĞİŞİKLİĞİ ile tamı tamına bir gecede 15-20 yıllık yaklaşık 30 000 sınıf öğretmenine branş değiştirtmiştir.Şuan bu arkadaşlarımızın çoğu verimsiz ve mutsuz dahası , okullarımızda İngilizce bilmeyen İngilizce öğretmenleri, matematiği ilkokul düzeyinde anlatırken birden kendini lise de matematik anlatmaya çalışırken bulan binlerce matematik öğretmeni türeyiverdi.Ve daha nice branş değiştiren öğretmeni de ekleyebiliriz…
Çözüm : Yönetmelikte var olan ve bundan önceki son iki yıla kadar her yıl düzenli olarak yapılan DİPLOMAYA DAYALI ALAN DEĞİŞİKLİĞİ nin yapılması üstte yazdığım sorun 2 ve sorun 3 içinde çözüm olarak alternatif oluşturacaktır.
Özellikle batı illerindeki mevcut normların çok dolu olması, 4+4+4 sisteminin ilk mezunlarını vermesiyle oluşacak binlerce norm fazlası öğretmenin varlığı düşünüldüğünde öğretmen yer değiştirmeleri tıkanmış duruma gelmiş bulunmaktadır.
Kadrolu öğretmenin daha mutlu ve daha verimli olabileceği , üstelik koskoca 4 yılını daha harcayarak elde ettiği 2 üniversite diplomasını alarak elde ettiği alana branş değişikliği yapılması son derece yararlı olacaktır.
ALAN DEĞİŞİKLİĞİ konusunda bakanlığımız ; “ alan değişikliğine gidersek tüm normlar dolar “ savını sunmuştur.Unutulmamalıdır ki olası bir alan değişikliğinde bir norm kadro dolarken bir norm kadro da boşalmış olacak !!!
Yine bakanlığımız ; “ zamanında düşük KPSS puanı ile atanılmış alandan sonra şimdi alan değişikliği ile yüksek KPSS puanı ile atanılan branşlara geçilmeye çalışılır, bu uygun olmaz” savını sunmuştur.Burada da her öğretmenin atanırken sahip olduğu bir KPSS puanı var, mevcut KPSS puanının, geçilmek istenilen branşın en alt puanla atanan öğretmeninkinden az olmamak şartı getirilebilir.
Diplomaya bağlı alan değişikliği ile yan alan değişikliğini ya da uydurma sertifikalarla yapılan alan değişikliklerini birbirine karıştırmamak gerekir.Artık sağduyulu olma zamanı kişisel çıkar yada siyasi beklentilerden uzaklaşarak sadece öğretmen verimini ve doğal olarak öğrencilerimizin gelişimine odaklanma vaktimiz geldi…
Amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemekse inanın sorun çözmek kolay…Yeter ki bakanlık yetkilileri sahadaki sorunların farkında olsun ve artık bağcıyı rahat bırakıp doyasıya üzüm yesin ,yedirtsinler ….
MURAT MEHMET GÜLER
AES Manisa İl Ve Ege Bölge Temsilcisi