Liyakat güzel sözcük... Bir o kadar da yuvarlak, nereden çeksen oraya gidecek ve bir yerlere kapı aralayan bir kavram. İşi ehline vermek olarak söyleyebiliriz. Bu tanım yeter mi, yetmez.
Ehil kim? Sadece o işten anlayan derseniz hata yaparsınız. Liyakatte iki şey aynı derecede önemlidir. Birincisi, işten anlamak; ikincisi, partilere, gruplara, minnet duyacağı oluşumlara değil ülkesine ve milletine bağlı olup kişisel çıkarlarıyla ülkesinin/milletinin çıkarlarını birleştirme becerisine sahip olmaktır.
İkincisini es geçip sadece birincisini liyakat kabul ederseniz, liyakat lafını her ağzınıza aldığınızda o ikinci yönü hiç vurgulamazsanız yani ciğeri kediye yüklerseniz, liyakat, adalet gibi konularda görüş öne sürerken en sicili bozuk olan emperyalistleri örnek olarak alırsanız orada liyakat olmaz. O kedi o ciğeri yer. Milli ve evrensel değerleri olmayan iş bilenlerden çektik ne çektiysek.
O tayfanın sonuncusunu 15 Temmuz'da milletin tepesine bomba yağdırırken gördük. Atomu parçalamak da iyi fikirdi, bir fizik başarısıydı Japonya'da insanlara bomba olarak düşmeseydi eğer.
Sonuca gelelim: Vatan sevgisiyle donatılmamış bir işbilirlik sadece işbilirliktir. Liyakat dediğimiz zaman vatanseverlikle yoğrulmuş birikim kastolunur.
Mehmet ALPERDEM
AES Kocaeli İl Bşk.