15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 73 ünü temsil eden 186 farklı okuldan 6 bin 890 öğrenci PISA sınavlarına girdi.2018 yılında 79 ülkenin katıldığı sınav sonuçları Türkiye acından su şekilde değerlendirilebilinir.
1- Değerlendirmeye katılan ülke sayısının artmasına rağmen Türkiye'nin başarı sıralamasının yükselmesi olumludur.
2- Buna rağmen Türkiye deki eğitimin başarısı kısa vadeli verilerle değil uzun vadeli verilerle ölçülmelidir. Kısa vadede 2015 2018 arasında yükselme varken 2012 2015 arasında keskin bir düşüş vardır. 2003 2018 arasında hâlâ OECD nin ortalamasının altındadır.
3- PISA sonuçlarının ortaya çıkardığı önemli bir durum gelir adaletsizliğinin öğrenci başarısına etki etmesidir. Sosyo ekonomik olarak avantajlı yüzde 10 luk dilimdeki öğrenciler daha başarılı olmuştur. Avantajlı öğrencilerin yüzde 9u dezavantajlı kesimin yüzde 1 i okuma branşında yüksek başarı gösterdi.
4- En alt düzeyde başarı gösteren öğrencilerin oranı matematikte yüzde 36.7, fen bilgisinde yüzde 25.2, okumada yuzde26.1 olmuştur. Bu oran OECD ortalamasının altındadır. Bu da öğrencilerin yeterlilik düzeyin en alt düzeydeki oranı endişe vericidir. Okullar arasındaki farklar, gelir adaletsizliği, eğitim programlarının aşırı derecede değişen olması, eğitimin her kademesinde motivasyon eksikliği bu sonucu nedenleri arası da sayılabilir.
5- 2015 2018 arası ortalama başarısı 13 ülke ve ekonomide yükseldi. Türkiye ortalarını en çok yükselten 2. ülke konumunda olması sevindiricidir. Bu sonuçta Türkiye'de uygulanan eğitimdeki yeniliklerin ne kadar etkili olduğu önümüzdeki yıllarda kendi i gösterecektir.
6- Okuma alanında üst düzey (5-6) yeterlilik gösteren çocukların oranı 2012 de %4.3, 2015 te %0.6 2018 de %3.3 olması Türkiye'deki eğitimin ezberci bir temele dayandığının göstergesidir. Çoktan seçmeli sınava dayalı sistemde öğrenciler çözdükleri soru sayısı ile ölçülürken gerek liselere geçiş sınavı gerekse üniversite sınavlarında öğrencilerin neden okuduğunu anlamadıkları üzerinde düşünülmemektedir. Okumayan, okuduğunu anlamayan, sorgulamayan öğrenciler yetişmektedir.
7- PISA nın çarpıcı sonuçlarından birisi de Türkiye de öğrencilerin % 67 si öğretmenlerin öğretmekten keyif aldığını düşünüyor olduğunu belirtmeleridir. OESD ortalaması %74 olan Bu sonuç gösteriyor ki öğretmenlerimizin büyük bir bölümü yaptığı işten mutluluk duymuyor. Öğretmenlerin gerek özlük hakları gerek maddi imkanları gerekse toplumdaki saygınlığının arttırılması eğitimin kalitesi açısından çok büyük önem taşıyor. Bundan dolayı Öğretmenlik Meslek Kanunu hayatı önem taşımaktadır.
Öğretmeni mutlu olmayan bir eğitim sistemi gelecek vaat etmez. Bu sonuçlar Türkiye de eğitim adına yapılacak çok şey olduğunu bir kez daha göstermiştir.
1- Öğrenciler günlük hayatta karşılaşabilecekleri sorunları çözecek beceri ve bilgi ile yetişmeliler. Bu anlamda okullarda bilgi beceri ve tasarım atölyelerini oluşturulması çalışması geliştirilerek uygulanmalıdır.
2- Eğitime ayrılan bütçe arttırılmalıdır.
3- Öğretmen atamaları ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmalıdır.
4- Öğretmenlik mesleğini cazip hale getirip yetenekli ve yüksek puanlı öğrencilerin öğretmenliği tercih etmesi sağlanmalıdır.
5- Okullar arasındaki farklar ortadan kaldırılmalıdır.
6- Devlet okullarına mali destek sağlanmalıdır.
7- Yönetici atamaları liyakat esasına dayalı olmalıdır.
8- Müfredatlar sık sık değiştirilmemelidir.
9- Eğitimi eğitimciler yapmalı; vakıflar, dernekler okullara girmemelidir.
10- Öğrencilerin okulu sevmeleri için yapılan sosyal etkinlik çalışması geliştirilmeli ve uygulayabilir içerikte olmalıdır.
Nihat ÖRS
AES Genel Teşkilatlandırma Sekreteri