Alın teri damlar şakaklardan.
Alın teri serinletir namuslu toprağı.
Alın teri ki, kimine göre bir emek abidesi, kimine göre bir su birikintisi. Avuç içini dolduracak kadar birikmeyen lakin aniden hiç edilebilen bir su.
Bir kartalın sırtında, Anadolu’yu dolaşsak. Hani yüksekteyiz belki ama insanlara tepeden bakmasak.
Gündüz çapa, gece oya tutan eller görünür uzaklardan. Bin bir türlü cefa yumağından sıyrılır bedeni, bir çoraba yumak oluverir. Okumaz yazmaz faniliğinden utanır, biliriz ki gönlü âlim olanlar makbuldür Hâk katında. Başı öndedir her daim, kim bilir alın terini topraktan başkasına yâr etmek istemez. Anadolu deriz biz ona, Anadolu kadını deriz.
Akranlarının sıra üzerine hayallerini çizdiği bu topraklarda bir kereste üzerinde hayalleri çizilen, tarumar edilen yavrular takılır gözüme. Elindekinin iş mi yoksa oyun mu olduğunu ayırt edemez bu körpe yürek. Alın teri damladıkça ahşabın üzerine, yeniden yeşerip ağaç oluverecek sanır.
Yer altından uğultular gelir, yer üstündeki donmuş kalpleri ısıtan. Siyahla arkadaş olmuş yüzlerinden çakmak çakmak gözleri seçilir. Vagonundaki kara kara taşlardır onların cevheri. Alın teri bu cevhere değdikçe siyahlığından bir katre alıp götürür öz yurduna, toprağına.
Emek… Dünyadaki en kutsal değer… Bu sözle kuruldu cihan, o yüzden hep arar onu insanoğlu, arar ve bulur. O olmadan kazanılmaz bu topraklarda. Kazanılanın tadı olmaz. Gerçek bir aşk, gerçek bir dostluk, gerçek bir hayat yaşamak isteyenlerin vermeleri gereken bir ödündür emek. Sadece pastane, cadde, mahalle, apartman ismi olarak hafızalarda tutunmaya çalışan yitik kelime “emek.”
Umursamanın meyvesi ne hoştur. Bir kadının gözünde umursama, elindeki dantel işinde gizlidir. Örneği çıkarmak zor olsa da danteli tamamlamak daha zordur. Ki bu yüzden örneği çıkaran değil, tamamlayan takdir edilir. Umursamanın nihayet noktası emektir asıl takdir edilen.
Bir emek ki vermesi çok zor, alması kolay olan…
Bir mücadele ki sesi kısık, ürünü çığlık olan…
Bir direniş ki mağlubiyetle dost, zafere gebe olan…
Ey insan! Alnındaki karanın tek ilacıdır alın teri.
Yüreğini ortaya koyarak mücadele ettiğinin ispatıdır.
Bir kuru ekmektir bazen, katık ettiğin onurla beraber.
Adam gibi evlatlar yetiştirmek için en lazım olan hissiyattır.
Bir ülke için hiçlikten varlığa çıkan yoldur. O sebeple ki hiçlenen, ezilen ve katledilendir tarihler ve coğrafyalar boyu.
Modern zamanların kimyasal bezleriyle sildiğin su, sadece su değil unutma.
Mehmet DEMİREL