Bir sistemin düzgün işleyebilmesi, bir kişinin mutlu olabilmesi ya da daha özel bir tanımla bir sınavda başarılı olabilmenin ilk adımı ya da ilk koşulu HEDEF tir.
Kişinin sonuçta hedefi mutlu olmaktır. Bir kişiden, bir işletmeden, bir toplumdan hedefi çıkarın; kişi, işletme, toplum dağılır. Hedef bizi eyleme geçiren, bir şeyi yapmamızı sağlayan enerjiyi verir. Hedef yoksa hareket yoktur. Öğrenci olarak bakalım hedef yoksa harekete geçmez, yani emek harcamaz çalışmaz. Ya da hedef yanlış ise sürdüremez hedefe ulaşamayacağını anlarsa bırakır. Özgüven sorunu yaşar.
Peki, doğru hedef nedir? Doğru hedef sizi mutlu eden şeydir. En genel ve en ideal anlamda mutluluk BAŞARI ve HUZURU dengede tutmaktır. Okul hayatı başarıya yöneliktir. Okul, ders, öğrenme başarılı olmak için vardır. Huzurlu olmak için değil. Siz okulda huzurlu bir ortam ararsanız mutlu olamazsınız. Ya da iş ya da okul ortamında huzur bulmaya çalışırsanız kaygı ve çatışma kaçınılmaz olur. Arkadaşlık, aile, ise huzurlu olmak için vardır. Kişi ailesinde, arkadaşlarında başarılı biri olmaya çalışırsa yine mutlu olamaz. Çünkü kişinin ruhunu dinlendireceği, kendini beslediği, enerji yüklendiği huzur bulacağı ortam aile ve dost ortamlarıdır. Başarıda akıl ve emek vardır. Huzurda ise yüreğimiz. Yani akıl ve emeğimizi okulumuzda işimizde, yüreğimizi ise ailemizde ve dostlarımızda ön planda tutmalıyız.
Doğru hedef koyarken iki şeyi bilmemiz gerekiyor. Birincisi ÖNCELİK ALANIMIZ, ikincisi ETKİ ALANIMIZ. Kişinin ÖNCELİK ALANI adı üstünde önceliklerinden oluşur. Bu alanın içinde bizim için önemli kişiler, olaylar, istekler ve hedefler vardır. Kişi bu alan içindekilere karşı savunmasızdır ama aynı zamanda bu alanın içindekiler için emek harcar, uğraş verir. Çocuklarımız bu alanın içindedir, anne-babamız bu alanın içindedir, uğruna çaba harcadığımız hedeflerimiz bu alanın içindedir. Bu alanın içindekileri bilinçaltımız çok iyi bilir. Bilincimizle birçok hedef koyabiliriz. Yok, Tıp okumak istiyorum, yok mühendis olacağım vb. Peki bu hedefler senin öncelik alanında mı gerçekten, yoksa öncelik alanının dışında mı? Biz öncelik alanımız dışındaki şeyler için uğraş vermeyiz, hedef de öncelik alanımız dışında ise onun için uğraşmayız. Nasıl ki bizim için önemli olmayan biri için bir şey yapmıyorsak. Öncelik alanımızda olmayan bir hedef için uğraşmayız. Öğrenci için en önemlisi hedefi bu öncelik alanı içine alabilmesidir. Kendi öncelik alanında olmayan hedef öğrencinin hedefi değildir. Belki de babasının hedefidir, ya da annesinin. Belki de ona farkında bile olmadan telkin edilen bir hedeftir. Onun için ilk bakacağımız şey hedef kimin hedefi ve benim öncelik alanımın içinde mi? Öncelik alanımızda olmayan hiçbir şey bizim değildir. Hedefte öyle. Öğrenci der ki “ben tıp istiyorum.” Peki, nerde bu hedef göster bakalım. Öğrenci bu hedefi çok uzakta görüyorsa ve gösteriyorsa bu bilincin hedefidir, bilinçaltının değil. Bilinçaltı der ki “hayır bu benim hedefi değil “ Bilinçaltımızın olmayan hedefi için uğraşmayız ve başarılı da olamayız. Bakın bakalım hedefiniz kimin hedefi.
Öncelik alanımız neyi istediğimiz ile ilgiliydi. ETKİ ALANIMIZ ise neyi yapabileceğimize inandığımızla ilgilidir. ETKİ ALANIMIZIN içindeki şeyler; yapabildiğimiz, ulaşabildiğimiz, hâkim olabildiğimiz, değiştirebildiğimiz özetle sözümüzün geçtiği her şeydir. Çok kolay ulaşılabilir şeyler bizim için hedef olmaktan çıkar, cazibesini kaybeder ve motivasyon sağlamaz. Etki alanımızın içinde ama yapılabilmesi çok kolay olan şeyleri hedef olarak belirlersek, çok kolay ulaşırız ve bırakırız. Zaten 50 neti çok kolay yapabilen bir öğrenci için 55 net yapmak doğru bir hedef değildir. Çünkü kolay ulaşılır ve cazibesini kaybeder. Yüzde 10 büyüyen bir işletme için yüzde 12 büyüme hedefi koymak kimseye motivasyon sağlamaz. Çünkü etki alanımızın çok içindedir ve kolayca ulaşırız. Hedefimiz etki alanımızın çok uzağına koymakta hedefi yanlış koymak demektir. Yine örneğimizden gidersek 50 neti rahat başaran bir öğrenci kendine 120 net ile girilebilen bir okul hedef koyarsa hedefe ulaşamaz. Çünkü koyduğu hedef çok gerçekçi değildir. Ulaşılmayacak bir hedef koymak zamanla bunu anlamanıza ve anladığınız zamanda hayal kırıklığına ve özgüven eksikliğine neden olur. Sanılanın aksine “sen hedefini yüksek tut olmaz ise bile bir tık altını tutturursun” anlayışı hatalıdır. Maalesef birçok velinin ya da öğrencinin hatalı davrandığı konu burasıdır. Hedef yeteneklerimizle, kapasitemizle desteklenmelidir. 70-80 nete ulaştıktan sonra bu hedef 100 nete çıkarılır mı? Tabii ki . Ama ilk baştan 120 net hedefi koymak özgüven eksikliğine, hedeften uzaklaşmaya hazır olmak demektir. Bu sadece kendi hayallerinizi öldürmenize neden olur. Doğru hedef ETKİ ALANIMIZIN yani yapabileceğimizin biraz üstünde olmalı. Böylelikle hem gerçekçi olur hem de bizi heyecanlandırır, ulaşılabilir olduğu için motivasyon sağlar.
Özetle bir yola çıkarken ilk yapılacak iş doğru hedef koymaktır. Doğru hedefinde iki ana dinamiği ÖNCELİK ALANIMIZ ve ETKİ ALANIMIZI iyi bilmekten ve anlamaktan geçer. Hedeflerinize bir de bu gözden bakın, bakalım bu sefer hedefleriniz size nasıl gözükecek. Bunu için de bir yardım almak isterseniz psikoloji alanında eğitim alanlardan yardım istemeniz yerinde olacaktır.
Kaynak: Tamer DÖVÜCÜ, Optimum Denge Modeli
Deniz KULA
(Psikolojik Danışman)
AES Çanakkale İl Temsilcisi