Anadolu Eğitim Sendikası (AES) almış olduğu bir kararla belki de sendikal mücadele tarihimizde bir devrime imza atmış oldu. “Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” gibi anlamlı bir günde yapılan toplantıda alınan bir kararla AES İzmir İl Taşkilatı'nda kadınların çoğunlukta olduğu bir yönetim kurulu oluşturuldu ve genel merkezin onayı ile göreve başladı.
İzmir İl Yönetimi'nde görev dağılımı şu şekilde gerçekleştirilmiştir:
Çağlar EBEK – İl Başkanı
Nazmiye GÜÇLÜOĞULLARI – İl Sekreteri
Hakan ŞEN – Teşkilatlanma ve Mali İşler Sekreteri
Ebru ARIBAŞAK – Hukuk Sekreteri
Aynil AKBAŞ – Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri
Kadın kotası koymaya gerek bile görmeyen bir sendika, erkek yöneticilerin egemen olduğu bir dünyada, kimsenin yapmaya cesaret bile edemediği şeyi yaparak bir hakkı teslim etmenin haklı gururunu yaşıyor. Bu karar, başka hiçbir kaygı gütmeden, demokratik bir ortamda ve tüm katılımcıların ortak görüşü ile alındı. Yönetim kuruluna giren her üye, gösterdikleri üstün çabalarla bu görevlere hak ederek geldiler.
AES, kadın genel başkanı ile eğitim sendikaları içerisinde farklı bir yere sahip. Sendika Genel Başkanı Cansel Güven, sendika yöneticiliğinin yanı sıra Gazi Üniversitesi'nde aktif görevine devam eden bir akademisyen ve iki çocuk sahibi bir anne. Yalnız kendi sendika üyelerince değil, tüm eğitim dünyası ve muhatapları tarafından takdir edilen başarılı bir yönetici.
Kadın genel başkanının ardından çoğunluğu kadınlardan oluşan bir il yönetimine imza atan AES, gelecekte kadınların iş hayatının yanısıra sendikal alanda da çok önemli roller üstleneceğini göstermiş oldu.
Tarih boyunca hep Türkiye'nin Batı'ya açılan yüzü olan ve bir çok değişime öncülük yapan İzmir, alınmış olan bu kararla sendikal mücadele alanında önemli bir yeniliğe imza atmış oldu. Çocuk evliliklerinin, tacizlerin, kadına yönelik şiddetin arttığı, kadınların toplumsal yaşamdaki varlıklarının bile tartışmaya açıldığı günümüzde, İzmir'de atılan bu adım, kadınlarımız açısından ciddi bir kazanım omuştur.
Türk toplumunda kadınlar, tarih boyunca erkeklerle birlikte hep en ön saflarda olmuş, hayatın yükünü eşiyle birlikte omuzlamıştır. At binmiş, silah kullanmış, tarlayı sürmüş, fabrikada makine üretmiş, kağnılarla cepheye silah taşımıştır. Türk kadını dört duvar arasına hapsedilemeyecek, iş hayatından ve sosyal yaşamdan soyutlanamayacak kadar özgür ve kahraman ruhludur. Kurtuluş Savaşı'nda vatanın kurtarılmasında en önde olan kadınlarımız, ülkemizin aydınlık geleceklerinin inşasında da en önde olacaklardır.
Ankara'nın yol göstericiliğinde İzmir'den yola çıkan özgürleşme treni, tüm yurdu boydan boya dolaşacak ve gittiği her yere umudu taşıyacaktır. Batıdan doğan güneş, tek bir karanlık köşe kalmayıncaya kadar yükselmeye devam edecektir.
Çağlar ERBEK
AES İzmir İl Başkanı