Geçenlerde bir büyüğüme; “Balkanlar’dan anayurda göçe zorlanan atalarımızın, çektiği acıları toplamak, bir sonra ki nesle aktarmak istiyorum, yardımcı olur musunuz?” diye sordum.
Aldığım cevap: “Dilber Hocam, ninelerimiz, dedelerimiz yaşadıkları acıları unutmak istediler, sorulardan ve anlatmaktan hep kaçtılar anlatmadılar…”
Evet, o günden bugüne unutulmak istenilen acılar ne yazık ki değişmedi. Çekilecek acılara sadece molalar verildi. Acıyı çekenler değişti, acının adı da, acıyı yaşatan da, acının verdiği ıstırap da değişmedi.
Tarih dersini çok severdim. Çünkü masal değildi bu ders benim için. Geçmişten ders almaktı, geleceğe hazırlanmaktı, daima uyanık kalmaktı. Belleğimden hiç silinmeyen bir uyarıydı öğretmenlerimin haykırışları. Düşmanımız çok bunu asla unutmayın, çok çalışın, ülkemizi güçlendirin ve daima uyanık olun, tarihten ders alın derlerdi.
Hayatta kalabilmeyi, kanla, büyük acılarla kavuştuğumuz özgürlüğümüze ancak böyle sahip çıkabilirdik değil mi?
Hani bir filmde komutan, askerlerine ’’Uyursan ölürsün’’ derdi. Evet, ne kadar da ülkem gerçeğini yansıtıyor…
Bizim uyumaya, dört bir tarafımızın cehennem ateşi olduğunu unutmaya lüksümüz yok. Tarihimizde Kanuni Sultan Süleyman ile övünüp, hep o günleri hatırlayıp, o dönemin zenginliğinde rüyaya daldığımız gibi, Balkan Savaşları’nı, I.Dünya Savaşı’nda bir destan yazsak da yenik sayıldığımızı ve Kurtuluş Savaşındaki Meriç Nehri’nin kanlı sularından Anadolu’ nun en ücra köşesine karış karış kanla, acıyla suladığımız bu toprakların değerini ve kahramanlarını unutmamayız.
Tarihimizdeki kahramanların sıfatı ne Tatar ne de Çerkez, ne Türk ne Kürt ne de Roman, ne Laz ne de Yörük, ne Rum ne de Ermeni. Bu kahramanın adı Kahraman Türk Halkı bunu unutma! Uyursan ölür, unutursan bölünürsün…
Dilber ÇELİK
AES Edirne İl Temsilcisi