Göz nuru çocuklarımız için ziller yeniden, yeni bir umutla çalacak okullarımızda.Ama bir karamsarlık, bir kararsızlık hakim üzerimde …Neden mi ? Bir bakın bakalım belki yardımınız olur…
Anaokulu yılları…
Henüz 5 – 6 yaşlarında olan çocuğumu anaokuluna yollayacağım. Ama anaokulunda çocuğumu, atanamayan ücretli olarak çalışan bir öğretmen mi? Usta öğretici adı altında çalışan farklı fakülte mezunu biri mi? Eğitim fakültelerinin okulöncesi bölümünden mezun olmuş gerçek anasınıfı öğretmeni mi okutsun? Karar veremedim. Yardım eder misiniz?
İlkokul yılları…
Eee öyle ya da böyle çocuğum büyümeye devam ediyor ve artık okuma yazma öğrenmek için ilk adımı atacak. Ama ilkokulda çocuğumun sınıf öğretmeni; ziraat mühendisliğinden devşirme sınıf öğretmeni mi? Orman mühendisliğinden icat etme sınıf öğretmeni mi? İktisat, işletme mezunlarından uydurma sınıf öğretmeni mi? ücretli öğretmen mi? , vekil öğretmen mi? YA DA eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olmuş gerçek sınıf öğretmeni mi olsun? Karar veremedim. Yardım eder misiniz?
Ortaokul yılları…
Çocuğum 4+4+4 ile tabela değişikliğinden öte geçememiş bir ortaokula başlamak üzere. Ama çocuğumun ortaokul derslerine kimler öğretmen olarak girsin kararsız kaldım. Tablo şu; İngilizce dersi için: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de İngilizce öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli?Türkçe dersi için: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Türkçe öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Matematik dersi için: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Matematik Öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Fen Bilgisi için: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Fen Bilgisi Öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Sosyal Bilgiler dersi için: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Sosyal Bilgiler öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Tüm bu derslerde ücretli öğretmenler mi görev yapsın? YA DA üniversitelerin farklı bölümlerini kazanıp binbir zorluklarla o farklı bölümlerden mezun olup yine çetrefilli bir sınavı geçip kadrolu olarak görev yapan ve kendi branşlarında derse giren branş öğretmenleri mi girmeli? Eee Hadi ama yardımcı olun… !
Lise yılları…
Siz hala yardım edeceksiniz! Bakın çocuğum lise kapsına geldi dayandı bile. Bari bu kez yardımcı olun. Çünkü ben yine kararsız kaldım. Çocuğumun Edebiyat dersine: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Edebiyat öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Lise matematik dersine: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Lise Matematik öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Beden Eğitimi dersine: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Beden Eğitimi öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Müzik dersine: 15-20 yıllık sınıf öğretmenleri, bir gece de Müzik öğretmeni yapıldı, bu arkadaşlar mı girmeli? Ya da tüm bunlara ücretli öğretmenler mi girmeli? YA DA… Gerisini biliyorsunuz, olması gerekeni bu kez yazmayacağım, olması gereken bizde hiç olmuyor nedense! , üstelik yardım da etmiyorsunuz!
Sonuç: Bu çocuk adam oldu. Evet, yanlış okumadınız adam oldu. Öyle ya hepimiz bu şekilde okumadık mı? Hepimiz adam olduk ya, dahası var mı?
Kendimizi kandırmayalım, Ülkemizde hangi sektöre el atsak, hangimize baksak dökülüyoruz. Bu aşağılık kompleksi falan değil, bu bizzat bizim gerçeğimiz.
” Her şey eğitimle başlar “ sözü bizde ne yazık ki şekil değiştirivermiş, “ her şey eğitimle biter!” halini almış durumdadır. Çünkü doğruya, iyiye, ilerlemeye yönelmek yerine; günü kurtarmak adına, yanlışlara sarılarak yol alıyoruz. Bizdeki eğitim, tıpkı amacının dışında kullanılan ATOM BOMBASI gibi. Göz göre göre bunca yanlış adıma nasıl dur denmez aklım almıyor.
Yazık oluyor bizlere, yazık oluyor gençlerimize, yazık oluyor değerlerimize, maneviyatımıza, ÜLKEMİZE… Eğitimdir bizi yüceltecek olan, şu parti bu parti umurumda değil, ama bir siyasi iradenin umurunda olmalı üstte belirtmeye çalıştığım durumlar.
Ücretli öğretmenlerle yola devam etmesini sağlamaya çalıştığımız eğitim sistemine, birde bir gece de türetilmiş branş öğretmenleri eklendi. Okullarımızda ; “ çakma branşçı “ , “ yancı “ , “ziraatçıdan bozma sınıf “ öğretmenleri kavramı oluştu. Durumun farkında olan veliler kırk takla atıyor bu tarz öğretmenlerden çocuklarını korumak için, Ya durumun farkında olmayan veliler? Ya da farkında olup da elinden bir şey gelmeyen veliler ne yapsın? Ya da bütün bunlara ses çıkar(a)mayan SÖZDE BÜYÜK sendikalara ne demeli ? Anadolu Eğitim Sendikası ( AES ) olarak üye kaybetme pahasına da olsa, eğitim adına doğruları söylemeye, doğruların peşinden tarafsızca gitmeye devam edeceğiz.
Sözün özü : “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır “
Murat Mehmet Güler
AES Genel Başkan Danışmanı
AES Manisa İl Başkanı
manisa@aes.org.tr