Milli Eğitim Bakanlığında çözüm bekleyen en önemli konulardan biri de öğretmenlerin tayin sisteminde yapılan yanlışlıklardır. Tayinlerde il içi mağduriyeti de had safhaya ulaşmış durumda. MEB neden çözüm üretemiyor?
Bilindiği üzere il içi atama sorununu ne kadar gündeme getirilse de maalesef Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri bunu görmezden gelmekte, sanki herhangi bir sorun yokmuş gibi tutum sergilemekteler. Oysa İL İÇİ TAYİN sorunu artık mağduriyetinde ötesinde gitmektedir.
Eşler birbirinden 10’larca km değil, 100’lerce km uzakta çalıştırılmak durumunda bırakılıyorlar. Eş ve çocuklar ebeveynleri ile aynı ortamda hayatlarını idame ettirememenin mağduriyeti de değil acısı içerindeler.
Önceki Bakan İsmet Yılmaz’ın şu sözü de bu acıyı katlamıştı: “Ya eşini, ya işini tercih et!” Bir Bakan çalışanına hem de öğretmenine bu sözü nasıl sarf edebilir halen hayretler içerisindeyiz. Yeni Bakanımızdan umudumuz var dedik, umudumuzu kaybetmeyelim dedik fakat şu ana kadar ki icraatlar tayinler konusunda hiç değişmedi.
Geçen yıl ve önceki yıllarda il veya ilçe emrine atamalar daha hızlı olurken, bu yıl eş durumu veya mazeret tayinleri 2 kez yapıldı, o da öğretmenlerin taleplerini yerine getiremedi. Her zaman öğretmenin yanında olduğunu belirten yeni Bakanımızın öğretmenlerin en önemli sorununu göz ardı etmeyeceğini düşünmek istiyoruz artık!
Anayasa’nın 41. Maddesi açıktır ve aile bütünlüğü esas olmasına rağmen, yönetmelik değişiklikleri ile km hesabı tayin işlemleri yapılıyor. Bu kadar ciddi bir mağduriyet çözülemiyor belki de çözülmek istenmiyor.
İl içi atama mağduriyeti sadece km’ler arası mesafe değil Bakanlık tarafından atama sisteminin maalesef doğru işletilemediğinin göstergesidir. Hangi kurumda eşler birbirinden 100-200 hatta 300’e yakın km mesafelerde çalışmak durumundadır!
Kadrolu öğretmenler ile sözleşmeli öğretmenler arasındaki fark da cabası! Kadrolu öğretmenlerin il içi konusunda bu kadar sorunu varken, varın düşünün ki sözleşmeli öğretmen ne yapsın! Sözleşmeli öğretmenin özlük hakları bir o kadar daha vahim!
Eş durumu tayinini sadece iki eş de sözleşmeli ise yapıyor. Böyle bir düzenleme kabul edilebilir mi? Anayasanın aile bütünlüğü hükümleri çiğnenmiyor da ne yapılıyor? Eşi özelde çalışan veya eşi farklı bir kurumda çalışan için “eş durumu tayin hakkı” kesinlikle yok! Bunu hangi yetkilini devam ettiriyor veya neden devam ettiriliyor anlaşılır değil.
Okullarda kontenjan olmamasını kabul etmiyoruz! Tayin dönemlerinde norm sorunu da cabası. Öğretmenimiz tayin yapacak boş kadro bile bulamıyor. Ama ne gariptir ki okul ve derslik sayısı yetersiz olduğu kadar öğrenci sayısı bir o kadar fazla!
Tam gün eğitime de geçilmeye devam ediyor ve okullar hem sınıf mevcutları açısından artıyor hem de öğretmen norm kadroları giderek düşürülüyor. Tam gün eğitim için çok ciddi manada okullaşmaya gidilmesi ve bu sayının artmasıyla yapılabilir. Sınıf mevcutlarını iki katına çıkararak biz tam güne geçtik demek ne kadar doğru!
Kamber DİNÇ
AES Malatya/Battalgazi İlçe Temsilcisi