Kimlik gencin kendini tanımladığı ve değerlerini, ilgilerini, hedeflerini, özelliklerini, algılarını ilgilerini ve motivasyonlarını hedefler. Ergenlik, ana-babadan ya da kendine bakan diğer büyüklerden kopma ve bağımsızlık duygusunu kapsar. Yine; aynı ve karşıt cins gruplarıyla etkili bir sosyal ve işbirliği ilişkisine girmek ve değeri olan bir iş, bir uğraş için hazırlanma, bu dönemin özellikleri arasındadır. Bütün bu değişmelerin üstesinden gelebilmek için boğuştuğu dönemde ergen, yavaş yavaş bir yaşam felsefesi, bir dünya görüşü ve neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair ahlaki inançlar geliştirmek durumundadır; ve bu genç insan kim olduğu, nereye gittiği, ne tür olanakları bulunduğunu yanıtlayacak bir kimlik duygusu oluşturmak zorundadır. Bu nedenle, başta aileler ve yetişkinlere önemli roller ve sorumluluklar düşüyor.
Aileler ve kendine bakan diğer büyüklerin, gencin bağımsızlaşma(giyim, müzik dinleme, meslek seçme vb) desteklemek durumundadır. Seçtiği yaşam felsefesine, dünya görüşüne saygılı olmak durumundadır. Ancak bu alanda sorunumuz var. Yetişkinler çoğu kez, gençlerin dünya görüşü, yaşam felsefesi edinmede kendilerine bağımlı kılmak istiyorlar. Gençlerin futbol takımı tutmalarına bile müdahale ediliyor.
Toplumda kadınla erkek için belirlenmiş ideallere, kalıplara ve ilkelere ters düşmek ve bu duruma çevrenin hoşgörüsüz tutumun ergenin üstünde olumsuz etki yapabilir, ters etki yapabilir. Bazı ailelerimizin sağlıklı olup olmadığı tartışılabilir. Geçen yıllarda bile, Adıyaman ilimizde canlı olarak toprağa gömülerek öldürülen kız çocuğu, halen hafızalarda silinmiş değil.
Gencin gelecekte ne olacağına kendisi karar vermeli. Ancak, genel anlamda meslek seçiminde aileler söz sahibi. Derslerine girdiğim üniversite öğrencilerinin yarısına yakın kısmı, isteyerek bu bölüme geldiğini belirtmiştir. Diğerleri aileleri veya başka nedenlerle mesleğe hazırlık olan bölümleri tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
Belirli bir grubun fikir ve değerleriyle, ergen bağlılık duyabilir, yetişkinin uygulayacağı yöntem destek vermektir. Çünkü, olumlu kimlik geliştirmede , yetişkinlerin desteği önemlidir. Ancak, bazı yetişkinler, kendi ilke ve değerlerini yaşatacak çocuklar istiyorlar.
Ergenlerin, tutum ve davranışlarının yetişkinlerce benimsenilmesi onlara değerli olduğu duygusunu verebilir. Aksi halde, ergen nefret edebilir. Yazar, bir erkek ergenin saç sitilinden dolayı, babası tarafından kalabalık içinde acımasızca eleştirildiğine tanık olmuştur.
Sonuç olarak şunlar söylenebilir: bu genlerimizin çoğu kez, kimlik bunalımı ya da kimlik dağılması dediğimiz olayla karşılaşır. Kimlik dağılımına uğrayan genç eş seçimi, meslek seçimi konularında söz sahibi olamaz. Böyle bir toplum sağlıklı olabilir mi?
Hasan Güneş
Emekli Akademisyen