Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

MEMURUN HUKUKU: İDARİ İZİN VE UZAKTAN ÇALIŞMA


Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, 27/03/2020 tarihinde “İdari İzin, Dönüşümlü ve Uzaktan Çalışmaya İlişkin Usul ve Esaslar” konulu yazısını yayımladı.

Cumhurbaşkanlığının 22 Mart 2020 tarihli ve 2020/4 sayılı Genelgesinde; “… Covid-19 pandemisinin yayılmasının önlenmesi amacıyla bu salgınla mücadeleyi ve salgının etkilerini  azaltılmasına yönelik faaliyetleri zafiyete uğratmayacak ve kamu hizmetlerini aksatmayacak şekilde, ihtiyacı karşılayacak kadar asgari sayıda personelin bulundurulması şartıyla; çalıştırılma biçimine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanabilir… “ şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Bu genelge uyarınca Millî Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığının Merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatında görev yapan personelle ilgili olarak usul ve esasları yayımlamıştır.

Bu düzenlemede; dönüşümlü çalışma; “birimlerde ve alt birimlerde yürütülen hizmetlerin zafiyete uğratılmadan asgari personel ile yerine getirilmesini ve bir kısım personelin dönüşümlü olarak idari izinli sayılmasını” , uzaktan çalışma: “ Covid 19 salgını süresince Bakanlık personelinin ikamet noktasından Bakanlık hizmetlerini yerine getirmek adına bilişim ve iletişim sistemleriyle çalışmasını”  şeklinde tanımlanmıştır.

Yöneticilerin kural olarak uzaktan çalışma kapsamında olmadığı belirtilmekte ise de üst yöneticilerin alt kademedeki yöneticiler bakımından tedbir alacağı kabul edilmiştir.

Esasların 5. Maddesinin (1) numaralı paragrafında: kural olarak dönüşümlü ve uzaktan dönüşümlü çalışmaya tabi tutulmayacakların idari izinli oldukları belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı grup içerisinde yer alanlar, engelli çalışanlar, 60 yaşın üzerinde bulunanlar (yöneticiler hariç) ve hamileler, süt izni kullanan anneler, kreş, okul öncesi ve ilköğretimde çocuğu bulunan kadın çalışanlar olarak belirlenmişlerdir.

(2) nolu paragrafta; eğitimi ve öğretim faaliyetleri uzaktan eğitim yolu ile devam eden yönetici ve öğretmenlerin mücbir sebepler dışında görev mahallerinden ayrılmayacakları ve uzaktan eğitimi koordine edip yapacakları ve öğrenci ve velilerle irtibat halinde kalacakları belirtilmektedir. Uzaktan çalışma yapan yönetici ve öğretmenlerin de bu süre zarfında idari izinli sayılacakları belirtilmiştir. Bu fıkranın son cümlesinde, istisna olarak, hizmetine ihtiyaç duyulanların verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü oldukları belirtilmiş ise de bu yükümlülüğün uzaktan çalışma yapan yönetici ve öğretmenlerin görev kapsamı içinde olacağı ve Cumhurbaşkanlığı Genelgesinin yayımlanma sebepleri olan “Covid-19 pandemisinin yayılmasının önlenmesi amacıyla bu salgınla mücadeleyi ve salgının etkilerini  azaltılmasına yönelik faaliyetleri zafiyete uğratmayacak” şekilde ve kapsamda olacağı kuşkusuzdur. 

(3) nolu paragrafta; eğitim kurumu yöneticilerine, eğitim kurumunu hastalığın önlenmesi ve yayılması bakımından dezenfekte etme, eğitim ve öğretime hazır bulundurma ve iletişim kanallarını açık bulundurma şeklinde görevler verilmiştir.

(4) nolu paragrafta; eğitim kurumlarında, eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfında çalışanlar ile ilgili planlamanın yönetici tarafından yapılacağı belirtilmektedir.

6.Maddede dönüşümlü çalışmanın planlanması ve uygulanması belirlenmiştir.

7.maddede uzaktan çalışma düzenlenmiştir. Uzaktan çalışma kapsamındaki personelin gerekli iletişim ve bilişim kanallarını sürekli açık tutmakla yükümlü oldukları vurgulanmıştır.

İdari izinli sayılanlardan, ister tam idari izinli sayılanlar ya da kısmen idari izinli sayılanlar (Dönüşümlü çalışan ya da uzaktan çalışanlar) olsun, hiç birisi görev mahallinden izinsiz ayrılamayacaklardır. Mücbir sebepler bunun dışındadır.

Esaslar; Millî Eğitim Bakanlığının hizmetlerinin, personelin sağlığını tehlikeye atmadan yapılması yönünden olumlu ve hizmetlerin de aksamaması bakımından akılcı şekilde kaleme alınmıştır.

İdari izin uygulaması hiçbir zaman bu denli genel olarak uygulamaya konulmamıştır. Salgın nedeniyle oluşan zorunluluktan kaynaklanmıştır ve geçici tedbir niteliğindedir.

Dikkat edilirse, Bakanlık hizmetlerinin tamamında Esaslarda süreklilik de çok önem arz etmektedir. Bir kısım Bakanlık hizmetlerinin yapılmayacağı şeklinde bir kabule yer verilmemiştir. Bu kapsamda; personelin Bakanlık ile yazışması, örneğin aylıksız izin konusunda değişiklik talepleri, mazeret veya yıllık izin talepleri vb. konularda taleplerinin ilgili birimlerce ilgili mevzuatına göre yerine getirilmesi gerekir. Yani personel hakkında, alınan bu geçici tedbirler dışında, mevzuatına göre tüm işlemler devam edecektir.

Yerleşik uygulamaya göre, idari izinde personelin üzerindeki görevleri yerine getirmiş olduğu kabul edilmektedir. Bu anlamda öğretmenler idari iznin verildiği tarihte üzerlerindeki ders yüküne göre hak ettikleri ders ücretlerini almaya hak kazanmaya devam etmektedirler.

Bu kapsamda idari izin tarihine kadar kendisine ders görevi verilmiş ders ücreti karşılığında görevlendirilen öğretmenler (ücretli öğretmenler) de üzerlerine düşen görevleri yerine getirmiş sayılacaklardır. Nitekim, Milli Eğitim Bakanı "Ücretli öğretmenler uzaktan eğitim yoluyla yaptığımız çalışmalara katkılarını sürdürerek ücretlerini almaya devam edecek. Bu, bugünden itibaren olmayıp uzaktan eğitim başladığı günden itibaren geçerli. Bu karar bugün alındı ama geçmişe yönelik olarak ücretleri kesilmeyecek." şeklinde açıklama yapmıştır.

Devlet memurunun yıllık izin süresinin idari izin ile ulusal bayram ve genel tatil günlerine rastlaması durumunda, bu sürelerin yıllık izin sürelerinden düşülüp düşülemeyeceği hususunda Devlet Personel Başkanlığının 29/04/2016 tarihli ve 2635 sayılı görüşü bulunmaktadır.

Bu yazıda; Bu itibarla; - Yıllık izin süreleri içerisinde kalan Cumartesi ve Pazar günlerinin yıllık izne dahil edilmesi; yıllık izin verilirken yıllık izin süreleri içerisinde kalan ve mesai günlerine denk gelen Ulusal Bayram, genel tatil günleri ile Başbakanlıkça idari izinli sayılan sürelerin yıllık izne dahil edilmemesi; yıllık izin verildikten sonra Başbakanlıkça idari izinli sayılan sürelerin yıllık izin süreleri içerisinde kalması ve mesai günlerine denk gelmesi halinde ise bu sürelerin yıllık izin süresinden düşülmesi ve daha sonra amir tarafından uygun görülen zamanlarda memura 657 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine göre kullandırılması gerektiği, - 657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinde belirlenen mazeret izinlerinin izin hakkını doğuran olayı müteakiben kullanılması gerektiği değerlendirildiğinden, kullanılmayan izinlerin daha sonra başka bir zamanda kullandırılmasının mümkün bulunmadığı, - Yıllık iznin amirin uygun bulacağı zamanlarda verileceği hususu göz önünde bulundurulduğunda, yıllık iznini yarıda keserek göreve dönmek isteyen memurun talebinin karşılanmasında da amirin takdir yetkisinin bulunduğu, mütalaa edilmektedir…” şeklinde görüş belirtilmiştir.

            Hukuki görüşler yasal mevzuat kapsamında yer almazlar. Bu nedenle daha önce verilen görüşlere bugün de aynen uyulması gerektiği savunulamaz.

            Daha önce bu çapta bir idari izin uygulaması yapılmamıştır. Genellikle hafta içine denk düşen dini bayramlar nedeniyle hafta başına ya da son çalışma gününe denk gelen 1 ya da 2 gün, hizmetlerin aksamaması kaydıyla, çalışanlar idari izinli sayılmıştır. Nitekim yukarıdaki hukuki görüş de bu nedenle verilmiştir.

Yıllık iznini yarıda keserek göreve dönmek isteyen memurun talebinin karşılanmasında amirin takdir yetkisinin bulunduğu, şeklindeki mütalaa; şu anda yaşadığımız salgın sorunu nedeniyle verilen idari izne uygun düşmemektedir. Yıllık iznini kullananların Bakanlığın yayımladığı usul ve esaslara uygun çalışmayı yapabilmeleri koşuyla göreve dönmelerine engel olunmaması gerekir.

Sağlık ve huzur içinde iyi çalışmalar dilerim.

 

 

Av. Ümit Gülseven