Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde 2024 yılı Yaz Tatili Dönemi Öğretmenlerin Mazerete Bağlı Yer Değiştirmesi kapsamında iller arası ve il içi yer değiştirme işlemleri yapıldı. Fakat bu başvurularda açılan kontenjanlar, öğretmenlerin mazeretini gidermekten çok uzaktaydı. Öğretmenlerin, ailelerinin bulunduğu illere gitmesi mümkün görünmemekteydi. Açılan kontenjanlar çok kısıtlı ve il merkezlerine uzak ilçelerden oluşmaktaydı. Diğer taraftan başvurmayan ya da başvurup yerleşemeyen öğretmenler için il emri olarak adlandırılan, aslında Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde olmayan uygulama il bir süredir öğretmenler, mazeretinin bulunduğu illerin emrine atanmaktaydı. 2024 yılı için de bu uygulamanın olup olmayacağı belirsizliğini korumakta, hatta sosyal medyada bu sene il emri uygulamasının yapılmayacağı söylentileri tedavüle girmiş, tasarruf tedbirleri de bu söylentileri güçlendirmişti. Bu gelişmeler paralelinde, mazereti bulunan bir çok öğretmen, il emri uygulamasının gelmeyeceği ihtimali ile tercih yaparak, evlerine çok uzak ilçeleri dahi yazdılar. Yazdılar çünkü bir şekilde kendi yuvalarına kavuşmaları gerekiyordu. Artık ücretsiz izne ayrılacak takatleri de kalmamıştı. Ve kimselerin gitmeyeceği uzak ilçelere aslında bir nevi cebren gitmiş, gönderilmiş oldular. Neticede göze alınmıştı. Fakat bu atamalardan birkaç gün sonra, bakanlık açıklaması ile il emri uygulamasının getirildiği duyuruldu. Ve tercih yapmayan ya da ilçeleri dahi yazmayan öğretmenler, mazeretlerinin bulunduğu il merkezlerine ve hatta il merkez ilçelere kadar atandılar. Bu öğretmenlerimizin ailelerine kavuşması tabii değerlidir. Buna itiraz edemeyiz. Fakat çok daha yüksek puana sahip olduğu halde, zorunluluklarla tercih yapan öğretmenlerin suçu nedir? Evet, tercihini kendi iradesi ile yapmıştır, fakat başka bir tercih olmadığı resmiyeti ve varsayımı ile yapmıştır. İl emrinin gelip gelmemesi belirsizliği ile ikilemde kalan bu öğretmenlerden, tabiri yerinde ise “kumar oynamasını” beklemek ne kadar adildir? İdarenin işlemlerinde belirlilik ve eşitlik olmak zorundadır. Aksi halde oluşan sonuçları “kısmet” ile açıklamak mümkün değildir. Gün sonunda somut örnek verirsek, 300 puanlı bir öğretmen Konya’ya 130 km uzaktaki bir okula atanmış, ama aynı branşta 99 puanlı diğer öğretmen, Konya il merkezine atanmıştır. Bu sonucu; “Biri tercih yapmış, kendi istemiş.” deyip savuşturarak legal hale getirmek, anayasanın ne lafzi, ne de Gâi yorumlanması ile aşılamayacak bir sorundur.
Öte taraftan il içinde ama çok uzak ilçelerde yıllardır çalışan öğretmenler de hiçbir şekilde il merkezlerine gelememektedir. Çünkü daha düşük puanlı öğretmenler il emri uygulaması ile il merkezlerini doldurmaya devam etmektedir. Bu süreç her geçen sene daha da karmaşık hale gelmekte ve içinden çıkılamaz bir sarmala dönüşmektedir. Bakanlığın yapması gereken öngörülebilir, adaletli bir yer değiştirme mevzuat düzenlemesi yapmasıdır. Yoksa mevcut yönetmeliklerle, günü kurtarmak, konjönktürel düzlemde inisiyatifler alarak kervanı yolda düzmeye çalışmak, bir ülkenin temel yapıtaşı olan eğitimi ve eğitimciyi geliştirmez. Biz Anadolu Eğitim Sendikası olarak, Bakanlığa öncelikle il içinde ama uzak ilçelerde yıllardır çalışan öğretmenleri de mazeretinin bulunduğu yere gönderecek bir inisiyatif, ama uzun vadede belirsizlikleri ortadan kaldıran, öngörülebilir, belirlilik içeren ve adil yasal düzenlemeler yapması konusunda talepte bulunuyoruz. Uzakları yakın eden Bakanlığımız, yakındaki uzakları da yakın etmelidir.
Anadolu Eğitim Sendikası Hukuk Sekreterliği
Sayı: 586-24/7977 Tarih:27/08/2024
Konu: İl İçi Mazereti Bulunan Öğretmenler İçin İlçe Emri
T.C.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
İlgi: a) 29329 Sayılı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği
b) 2024 Yaz Tatili Öğretmenlerin Mazerete Bağlı Yer Değiştirme Duyurusu
İlgi(a) kapsamında öğretmenlerin hangi şartlarda yer değiştirme başvurusunda bulunacağı ve başvuru sonuçlarının puan üstünlüğüne göre yapılacağı belirtilmiştir.
İlgi(b) kapsamında 2024 yaz tatili dönemi için mazereti bulunan öğretmenlerin başvuruları alınmış ve sonuçlanmıştır. Başvurularda çok az kurumun açık olması ve açılan kurumların il merkezlerinden çok uzak ilçeler olması dikkat çekmiştir. Yasal mevzuat bu dönem için başka bir yer değiştirme takvimi öngörmemektedir. Bu bağlamda mazereti olan bir çok öğretmen, mazeretinin bulunduğu il merkezlerinde açık olmaması ve önünde altı aylık dönemde başkaca bir atama takvimi mevzuata göre olmaması dolayısı ile, ölümü görmektense sıtmaya razı olmuş, çok uzak ilçeleri dahi yazmak zorunda kalmıştır. Aksi halde ailelerinden, çocuklarından ve yuvasından uzunca bir süre daha ayrı kalmak zorunda kalacaklardır. Aylıksız izin alma imkânı olmayan bu öğretmenler, evlerinden çok çok uzaklarda olan ilçelere atanmışlardır.
Buna mukabil, yer değiştirme işleminden yalnızca birkaç gün sonra, Bakanlık tarafından yapılan açıklama ile, “il emri” olarak adlandırılan karar ile, ataması yapılmayan, daha doğrusu tercih yapmayan ya da merkezi ve yakın yerleri tercih eden ve doğal olarak tercihine yerleşemeyen öğretmenlerin, mazeretinin bulunduğu il merkezlerindeki Müdürlük emrine atanacakları duyurulmuş ve başvurular kısa sürede alınarak bu atamalar gerçekleşmiştir. Görünüşe göre, tercih yapıp uzak ilçelere atanan öğretmenlerden çok daha düşük puanlı öğretmenler il merkezlerine yerleşmişlerdir.
İdarenin işlemlerinde vatandaş için ve dahi kamu görevlileri için yasalık, öngörülebilirlik ve belirlilik ilkeleri büyük önem arz etmektedir. Hele hele anayasamızda teminat altına alınmış “aile birliğinin korunması” ödevi devlete bir görev olarak yüklenmişken, bu temel hakka halel getirebilecek konularda idarenin çok titiz davranması, yapacağı işlemlerde kılı kırk yarması gerekmekte ve beklenmektedir. İl emri olarak anılan uygulama ile bir çok mağduriyet giderilmiştir fakat yeni mağduriyetler de doğmuştur. Mazeret başvurusu yapan öğretmenlerden il emri ihtimalini hesaplayarak, tabiri yerinde ise “kumar oynamalarını” beklemek mümkün değildir. Tercih yapan öğretmenleri “istedikleri tercihe yerleşen” öğretmen hüviyetine büründürmek, büyük bir haksızlıktır. Tercih ancak hür irade ile seçenekler arasında yapılır. Cebir altında başkaca seçeneği olmayan öğretmenlere tercih yaptı ve yerleşti demek haksızlıktır. Bu öğretmenlerin, il emri uygulamasının geleceğini bilse idi asla tercih yapmayacakları gün gibi ortadadır. Yoksa daha yüksek puanla evinden yüzlerce km uzağı tercih etmek hayatın olağan akışına aykırıdır.
Ayrıca yine bu atama döneminde olmasa da daha önceden il içinde uzak ilçelere atanan öğretmenler, merkezlerde okul açılmadığı için yıllarca evlerinin bulunduğu yerlere gidememektedir. Bütün bu mağdur olan eğitimciler için Bakanlığınızın yeni bir işlem tesis etmesi şart görünmektedir. Aksi halde mağdur olan bu öğretmenler açısından çalışma barışı zedelenmiş, adalet duyguları incinmiş, meslek motivasyonları darbe yemiş ve hepsinden önemlisi aileleri ile olan hasretleri katmerlenmiş olacaktır.
Bütün bu açıklamalar ışığında, Anadolu Eğitim Sendikası olarak, öncelikle il içinde olup mazereti bulunan öğretmenler için ilçe emri uygulamasından faydalanmasını, ama uzun vadede belirli, öngörülebilir, kanunilik ilkesine uygun bir atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin kapsamlı olarak çıkarılmasını ve yapılacak çalışmalar hakkında sendikamızın bilgilendirilmesini talep ediyoruz.
Gereğini arz ederiz.